İmpertinent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpertinent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpertinent (sırnaşık, saygısız)

İmpertinent kelimesi, birinin saygısız veya sırnaşık bir tavırla davranması anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She was fired for her impertinent behavior towards the manager. (O, yöneticiye karşı saygısız davranışları nedeniyle işten çıkarıldı.)
  2. I can’t believe how impertinent he was to his professor. (O, profesörüne karşı ne kadar saygısız davrandığına inanamıyorum.)
  3. The waiter was fired for making an impertinent remark to a customer. (Garson, müşteriye karşı sırnaşık bir yorum yaptığı için işten çıkarıldı.)
  4. Her impertinent attitude towards her parents was unacceptable. (Ebeveynlerine karşı sırnaşık tutumu kabul edilemezdi.)
  5. He made an impertinent comment about her weight, which was completely inappropriate. (O, kilosuyla ilgili sırnaşık bir yorumda bulundu, bu tamamen uygun değildi.)
  6. The employee was reprimanded for his impertinent tone with his manager. (Çalışan, yöneticisiyle sırnaşık bir ton kullanması nedeniyle azarlandı.)
  7. I found his impertinent behavior towards the police officer very disrespectful. (Polis memuruna karşı sırnaşık davranışlarını çok saygısız buldum.)
  8. The impertinent student was sent to the principal’s office for his rude behavior. (Saygısız davranışları nedeniyle sırnaşık öğrenci müdür odasına gönderildi.)
  9. The impertinent guest was asked to leave the party. (Sırnaşık misafir partiden ayrılmak için istendi.)
  10. She was surprised by her friend’s impertinent question about her personal life. (Arkadaşının kişisel hayatıyla ilgili sırnaşık sorusu onu şaşırttı.)
  11. His impertinent comment about her appearance was completely uncalled for. (Görünümü hakkında yaptığı sırnaşık yorum tamamen gereksizdi.)
  12. The impertinent tone in her email to her boss was not appreciated. (Patronuna karşı e-postasındaki sırnaşık ton takdir edilmedi.)
  13. I can’t stand her impertinent behavior towards her coworkers. (İş arkadaşlarına karşı sırnaşık davranışlarına dayanamıyorum.)
  14. The impertinent salesman was asked to leave the store for his pushy attitude. (Zorlayıcı tutumu nedeniyle sırnaşık satıcı mağazadan ayrılmak için istendi.)
  15. The impertinent child was scolded by his teacher for his rude behavior. (Saygısız davranışları nedeniyle öğretmeni tarafından azarlandı.)
  16. His impertinent remarks during the meeting were completely out of line. (Toplantı sırasında yaptığı saygısız yorumlar tamamen yanlı
  1. I was taken aback by her impertinent comment about my personal life. (Kişisel hayatımla ilgili sırnaşık yorumu karşısında şaşkına döndüm.)
  2. The impertinent customer demanded to see the manager, but was refused. (Sırnaşık müşteri yöneticiyle görüşmek istedi ancak reddedildi.)
  3. I can’t believe the impertinent way he spoke to his elders. (Yaşlılara karşı konuştuğu sırnaşık tutumuna inanamıyorum.)
  4. Her impertinent behavior towards her teacher landed her in detention. (Öğretmenine karşı sırnaşık davranışları onu cezaya çarptırdı.)

(Bazı cümleler özgün olarak oluşturulmuştur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.