İmpairment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Impairment
İmpairment, bir şeyin veya bir kişinin normal işlevini kısmen veya tamamen kaybetmesidir.
- My eyesight impairment has made it difficult to read small print. (Görme bozukluğum küçük yazıları okumayı zorlaştırıyor.)
- His hearing impairment prevented him from hearing the alarm clock. (İşitme bozukluğu onun alarmı duymasını engelledi.)
- The athlete had to retire from the sport due to a knee impairment. (Sporcu diz bozukluğu nedeniyle sporu bırakmak zorunda kaldı.)
- The company reported a significant impairment loss in their financial statements. (Şirket finansal raporlarında önemli bir değer kaybı kaydetti.)
- Her impairment of memory has caused her to forget important details. (Hafıza bozukluğu önemli detayları unutmasına neden oldu.)
- The impairment of the bridge caused the road to be closed for repairs. (Köprüdeki hasar yolun tamir edilmesi için kapatılmasına neden oldu.)
- The musician’s hand impairment meant he could no longer play his instrument. (Müzisyenin el bozukluğu enstrümanını çalamamasına neden oldu.)
- The impairment of his speech made it difficult for him to communicate effectively. (Konuşma bozukluğu onun etkili iletişim kurmasını zorlaştırdı.)
- The impairment of his mobility made it difficult for him to move around. (Hareketlilik bozukluğu onun hareket etmesini zorlaştırdı.)
- The car’s impairment of the brakes caused a serious accident. (Frenlerin bozukluğu araba kazasına neden oldu.)
- The impairment of his mental health affected his ability to work. (Zihinsel sağlık bozukluğu iş yapma kabiliyetini etkiledi.)
- The impairment of his lung function made it difficult for him to breathe. (Akciğer fonksiyonlarının bozukluğu nefes almasını zorlaştırdı.)
- The athlete’s impairment of balance caused him to fall during the competition. (Denge bozukluğu sporcu yarışma sırasında düşmesine neden oldu.)
- The impairment of his immune system made him more susceptible to infections. (Bağışıklık sisteminin bozukluğu enfeksiyonlara daha duyarlı hale getirdi.)
- The impairment of his cognitive abilities affected his decision-making skills. (Bilişsel yeteneklerin bozukluğu karar verme yeteneklerini etkiledi.)
- The impairment of the water supply caused a shortage of drinking water in the area. (Su kaynağının bozukluğu bölgede içme suyu kıtlığına neden oldu.)
- The impairment of the internet connection made it difficult to work from home. (İnternet bağlantısının bozukluğu evden çalışmayı zorlaştırdı.)
- The impairment of his driving skills caused
- The impairment of his driving skills caused him to fail the driving test. (Sürüş becerilerinin bozukluğu onun sürüş testinden başarısız olmasına neden oldu.)
- The impairment of the airplane’s engine caused a delay in the flight schedule. (Uçağın motorundaki bozukluk uçuş programında gecikmeye neden oldu.)
- The impairment of the company’s reputation caused a decrease in sales. (Şirketin itibarının bozukluğu satışlarda bir düşüşe neden oldu.)
Hemen Yorum Yaz