Saw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saw İle İlgili Cümleler

Anlam: testere, kesmek için kullanılan bir alet

1. I sawed the wood into small pieces. (Ben odunu küçük parçalara kestim.)
2. He sawed the metal with precision. (O, metali hassasiyetle kesti.)
3. The carpenter sawed the board in half. (Marangoz tahtayı ikiye kesti.)
4. She sawed the branch off the tree. (O, dalı ağaçtan kesti.)
5. He sawed the ice into blocks. (O, buzları bloklara kesti.)
6. The saw is a useful tool in woodworking. (Testere, ahşap işlerinde kullanışlı bir araçtır.)
7. She sawed through the rope with a sharp knife. (O, keskin bir bıçakla ipi kesti.)
8. The saw makes a loud noise. (Testere yüksek bir ses çıkarır.)
9. They sawed the log into pieces for firewood. (Onlar kütüğü yakacak odunu için parçalara kestiler.)
10. He sawed the PVC pipe with a hacksaw. (O, pvc boruyu demir testereyle kesti.)
11. The saw has a serrated blade. (Testerenin dişli bir bıçağı var.)
12. She sawed the sheet metal into smaller pieces. (O, sacı küçük parçalara kesti.)
13. He sawed the aluminum rod in half. (O, alüminyum çubuğu ikiye kesti.)
14. The carpenter sawed the beam to fit the dimensions. (Marangoz, kirişin ölçülerine uygun kesildi.)
15. She sawed the plastic pipe with a handsaw. (O, plastik boruyu el testeresiyle kesti.)
16. The saw is a dangerous tool if not used properly. (Testere, doğru kullanılmazsa tehlikeli bir araçtır.)
17. He sawed the sheet rock to fit the wall. (O, levhayı duvara uygun kesti.)
18. The sawdust filled the air as he sawed the logs. (Onun kütükleri kesmesiyle testere tozu havayı doldurdu.)
19. She sawed the metal bar with an angle grinder. (O, metal çubuğu açı öğütücü ile kesti.)
20. They sawed the pipe to fix the plumbing issue. (Onlar, tesisat sorununu çözmek için boruyu kestiler.)

Anlam: görmek, fark etmek, izlemek

1. I saw her at the mall yesterday. (Dün onu alışveriş merkezinde gördüm.)
2. He saw the car accident happen. (O, araba kazasının olmasını izledi.)
3. She saw the movie last night. (O, dün gece filmi izledi.)
4. They saw the sunrise from the mountaintop. (Onlar dağın tepesinden güneş doğuşunu gördüler.)
5. I saw a shooting star last night. (Dün gece bir yıldız kayması gördüm.)
6. He saw the opportunity and took it. (O, fırsatı fark etti ve onu kullandı.)
7. She saw the bird flying overhead. (O, başının üstünde uçan kuşu gördü.)
8. They saw the importance of working together. (Onlar, birlikte çalışmanın önemini anladılar.)
9. I saw the fear in his eyes. (Onun gözlerinde korkuyu gördüm.)
10. He saw the doctor for his annual check-up. (O, yıllık muayenesi için doktoru gördü.)
11. She saw the potential in the new employee. (O, yeni çalışanda potansiyeli gördü.)
12. They saw the damage caused by the storm. (Onlar, fırtınanın neden olduğu hasarı gördüler.)
13. I saw the news on TV last night. (Dün gece haberleri televizyonda izledim.)
14. He saw the humor in the situation. (O, durumdaki mizahı fark etti.)
15. She saw the sadness in his face. (O, yüzünde hüznü gördü.)
16. They saw the potential for growth in the new market. (Onlar, yeni pazarda büyüme potansiyelini gördüler.)
17. I saw the confusion in her eyes. (Onun gözlerindeki karışıklığı gördüm.)
18. He saw the beauty in the sunset. (O, gün batımındaki güzelliği gördü.)
19. She saw the need for change in the company. (O, şirkette değişime ihtiyaç olduğunu fark etti.)
20. They saw the value in investing in renewable energy. (Onlar, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın değerini gördüler.)