İmpair İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpair İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpair

İmpair kelimesi “bozmak, zarar vermek, zayıflatmak” gibi anlamlara gelir. Aşağıda, “impair” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:

  1. My vision was impaired by the bright sunlight.
    (Türkçe: Parlak güneş ışığı görmemi engelledi.)

  2. Alcohol can impair your judgment and reaction time.
    (Türkçe: Alkol zekanı ve tepki süreni bozabilir.)

  3. The accident impaired his ability to walk.
    (Türkçe: Kaza yürüme yeteneğini zayıflattı.)

  4. The storm impaired the roof of the building.
    (Türkçe: Fırtına binanın çatısına zarar verdi.)

  5. The disease impaired his hearing.
    (Türkçe: Hastalık işitmesini zayıflattı.)

  6. The pollution impaired the quality of the air.
    (Türkçe: Kirlilik hava kalitesini bozdu.)

  7. Lack of sleep can impair your performance at work.
    (Türkçe: Uyku eksikliği iş performansınızı düşürebilir.)

  8. The medication impaired his ability to concentrate.
    (Türkçe: İlaç konsantrasyon yeteneğini zayıflattı.)

  9. The injury impaired his mobility.
    (Türkçe: Yaralanma hareket kabiliyetini zayıflattı.)

  10. Smoking can impair your lung function.
    (Türkçe: Sigara içmek akciğer fonksiyonlarınızı zayıflatabilir.)

  11. The earthquake impaired the structural integrity of the building.
    (Türkçe: Deprem bina yapısının bütünlüğünü bozdu.)

  12. The accident impaired his cognitive abilities.
    (Türkçe: Kaza bilişsel yeteneklerini bozdu.)

  13. The medicine impaired her appetite.
    (Türkçe: İlaç iştahını azalttı.)

  14. The noise impaired his ability to hear the conversation.
    (Türkçe: Gürültü konuşmayı duyma yeteneğini bozdu.)

  15. The flood impaired the city’s infrastructure.
    (Türkçe: Sel şehrin altyapısını zayıflattı.)

  16. The illness impaired her ability to taste.
    (Türkçe: Hastalık tat alma yeteneğini zayıflattı.)

  17. The accident impaired his sense of smell.
    (Türkçe: Kaza koku alma duyusunu zayıflattı.)

  18. The medication impaired his coordination.
    (Türkçe: İlaç koordinasyonunu bozdu.)

  19. The concussion impaired his memory.
    (Türkçe: Sarsıntı hafızasını bozdu.)

  20. The alcohol impaired his speech.
    (Türkçe: Alkol konuşma yeteneğini bozdu.)

  1. The economic recession impaired the company’s profits.
    (Türkçe: Ekonomik durgunluk şirketin karını azalttı.)

  2. The medication impaired her reaction time.
    (Türkçe: İlaç tepki süresini zayıflattı.)

  3. The accident impaired his hand-eye coordination.
    (Türkçe: Kaza el-göz koordinasyonunu bozdu.)

  4. The illness impaired her immune system.
    (Türkçe: Hastalık bağışıklık sistemini zayıflattı.)

  5. The injury impaired his sense of touch.
    (Türkçe: Yaralanma dokunma duyusunu zayıflattı.)

  6. The medication impaired his balance.
    (Türkçe: İlaç denge yeteneğini bozdu.)

  7. The storm impaired the electrical grid, causing power outages.
    (Türkçe: Fırtına elektrik şebekesini bozdu, güç kesintilerine neden oldu.)

  8. The drug impaired his ability to drive safely.
    (Türkçe: İlaç güvenli bir şekilde araba kullanma yeteneğini bozdu.)

  9. The injury impaired his sense of taste.
    (Türkçe: Yaralanma tat alma duyusunu zayıflattı.)

  10. The disease impaired her lung function.
    (Türkçe: Hastalık akciğer fonksiyonlarını zayıflattı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.