Humorless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Humorless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Humorless kelimesinin anlamı:

Humorless kelimesi, İngilizce bir kelime olup Türkçe’de “mizahsız” veya “espri anlayışı olmayan” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She is humorless and never laughs at jokes. (She is humorless, şakalara asla gülmüyor.)
  2. The humorless speech left the audience bored. (Mizahsız konuşma izleyiciyi sıktırdı.)
  3. He has a humorless personality and takes everything too seriously. (O, mizahsız bir kişiliğe sahip ve her şeyi fazla ciddiye alıyor.)
  4. Her humorless attitude made it difficult to work with her. (Onun mizahsız tutumu işbirliği yapmayı zorlaştırdı.)
  5. The humorless movie failed to impress the audience. (Mizahsız film, izleyicileri etkilemeyi başaramadı.)
  6. He is so humorless that he can’t even tell when someone is joking. (O kadar mizahsız ki, birisi şaka yaptığında bile anlamaz.)
  7. Her humorless approach to the project hindered its success. (Proje için mizahsız yaklaşımı başarısını engelledi.)
  8. The humorless boss never let his employees have any fun. (Mizahsız patron, çalışanlarının eğlenmesine izin vermedi.)
  9. His humorless personality made it hard for him to make friends. (Mizahsız kişiliği, arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
  10. The humorless teacher never cracked a smile in class. (Mizahsız öğretmen sınıfta hiç gülümsemedi.)
  11. Her humorless responses made the conversation dull. (Onun mizahsız yanıtları sohbeti sıkıcı hale getirdi.)
  12. The humorless presentation failed to capture the audience’s attention. (Mizahsız sunum, izleyicilerin dikkatini çekmeyi başaramadı.)
  13. He has a humorless sense of style and never wears anything fun or playful. (O, mizahsız bir tarza sahip ve asla eğlenceli veya oynak bir şey giymez.)
  14. Her humorless disposition made it difficult for her to fit in with her coworkers. (Onun mizahsız tavrı, iş arkadaşlarıyla uyum sağlamasını zorlaştırdı.)
  15. The humorless meeting left everyone feeling uninspired. (Mizahsız toplantı, herkesi ilham verilmiş hissettirmedi.)
  16. His humorless responses to criticism made him seem unapproachable. (Eleştirilere verdiği mizahsız yanıtlar, onu yaklaşılamaz biri gibi gösterdi.)
  17. The humorless tone of the article made it difficult to read. (Makalenin mizahsız tonu, okumayı zorlaştırdı.)
  1. She had a humorless expression on her face, which made people uncomfortable around her. (Yüzünde mizahsız bir ifade vardı, bu da insanları etrafında rahatsız etti.)
  2. His humorless comments made the situation even more tense. (Mizahsız yorumları durumu daha da gerdi.)
  3. The humorless nature of the job made it difficult to enjoy. (İşin mizahsız doğası, keyif almaya engel oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.