Humiliate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Humiliate (Aşağılamak)
Humiliate kelimesi, birinin itibarını ya da saygınlığını zedelemek, onu küçük düşürmek, aşağılamak anlamına gelir. İşte örnek cümleler:
- She was humiliated when her boss yelled at her in front of her colleagues. (Patronu meslektaşlarının önünde ona bağırdığında, o küçük düşürüldü.)
- The team was humiliated by the opposing team’s victory. (Karşı takımın galibiyetiyle takım küçük düşürüldü.)
- He felt humiliated when he was unable to solve the simple math problem. (Basit bir matematik sorusunu çözemeyince kendini küçük düşürülmüş hissetti.)
- She was humiliated when her date canceled their plans at the last minute. (Randevusu son dakikada planları iptal ettiğinde, o aşağılanmış hissetti.)
- The teacher humiliated the student in front of the entire class. (Öğretmen, tüm sınıfın önünde öğrenciyi küçük düşürdü.)
- His father’s criticism humiliated him. (Babasının eleştirisi, onu aşağıladı.)
- She humiliated her opponent with her superior performance. (Üstün performansıyla rakibini küçük düşürdü.)
- He humiliated himself by getting drunk and causing a scene. (Kendini sarhoş edip sahneye çıkarak aşağılandı.)
- The coach humiliated the players for their poor performance. (Antrenör, oyuncuların kötü performansı nedeniyle onları küçük düşürdü.)
- She felt humiliated when her friends found out about her financial problems. (Arkadaşları, finansal sorunları hakkında bilgi sahibi olduklarında o aşağılanmış hissetti.)
- He humiliated his ex-girlfriend by spreading rumors about her. (Eski kız arkadaşı hakkında söylentiler yayarak onu küçük düşürdü.)
- The bully humiliated the victim in front of his peers. (Zorba, kurbanı önünde onu aşağıladı.)
- She humiliated herself by tripping and falling in front of everyone. (Herkese karşı tökezleyip düşerek kendini küçük düşürdü.)
- The politician was humiliated by the scandal. (Skandal, politikacının itibarını zedeledi.)
- He felt humiliated when he was fired from his job. (İşinden çıkarıldığında kendini küçük düşmüş hissetti.)
- The team captain humiliated the new player in front of the rest of the team. (Takım kaptanı, diğer oyuncuların önünde yeni oyuncuyu küçük düşürdü.)
- She humiliated her husband by flirting with other men. (Başka erkeklerle flört ederek kocasını aşağıladı.)
- The child was humiliated
- The child was humiliated when the teacher scolded him in front of the class. (Öğretmen sınıfın önünde ona kızınca, çocuk aşağılanmış hissetti.)
- The customer service representative humiliated the customer by speaking to him in a condescending tone. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, müşteriye aşağılayıcı bir tonla konuşarak onu küçük düşürdü.)
- The athlete was humiliated by his poor performance in the championship game. (Şampiyonada kötü performansı nedeniyle sporcu aşağılanmış hissetti.)
(Türkçe karşılıklar kalın olarak yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz