Humble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Humble İle İlgili Cümleler
Anlamı: Alçakgönüllü, mütevazi, alçak kalpli olmayan
- He is a humble man. (O mütevazi bir adamdır.)
- She spoke in a humble tone. (O mütevazi bir tonla konuştu.)
- He remained humble despite his success. (Başarısına rağmen mütevazi kalmaya devam etti.)
- Humble people are usually well-liked. (Mütevazi insanlar genellikle sevilen insanlardır.)
- The team won the championship, but they remained humble. (Takım şampiyonluğu kazandı ama mütevazi kalmaya devam ettiler.)
- He lives in a humble house. (O mütevazi bir evde yaşıyor.)
- She accepted the award with humble gratitude. (O, mütevazi bir şükranla ödülü kabul etti.)
- The humble teacher inspired her students. (Mütevazi öğretmen öğrencilerini ilham verdi.)
- He is humble enough to admit his mistakes. (O hatalarını kabul etmek için yeterince mütevazi.)
- Humble beginnings can lead to great success. (Mütevazi başlangıçlar büyük başarıya yol açabilir.)
- The humble volunteer helped the homeless. (Mütevazi gönüllü evsizlere yardım etti.)
- She came from humble origins but worked hard to succeed. (O mütevazi köklerden geliyordu ama başarılı olmak için çok çalıştı.)
- He showed his humble side during the interview. (Mülakatta mütevazi tarafını gösterdi.)
- The humble student always strives to do better. (Mütevazi öğrenci her zaman daha iyiye çalışır.)
- She has a humble attitude towards her success. (Başarısına mütevazi bir tutum sergiliyor.)
- The humble employee always puts others first. (Mütevazi çalışan her zaman önce başkalarını düşünür.)
- He approached the challenge with a humble mindset. (Mütevazi bir zihniyetle zorluğa yaklaştı.)
- The humble athlete thanked her team after the win. (Mütevazi sporcu zaferden sonra takımına teşekkür etti.)
- Humble people often have a strong sense of empathy. (Mütevazi insanlar genellikle güçlü bir empati duygusu taşırlar.)
- She gave a humble apology for her mistake. (O hatası için mütevazi bir özür diledi.)
- Humility is an important trait for leaders to have. (Alçakgönüllülük liderler için sahip olması önemli bir özelliktir.)
- The humble musician never forgot his roots. (Mütevazi müzisyen köklerini asla unutmadı.)
- He approached the situation with a humble heart. (Mütevazi bir kalple duruma yaklaştı.)
- The humble chef was praised for her delicious dishes. (Mütevazi şef lezzetli yemekleriyle övüldü.)
- She has a humble opinion of herself. (Kendisi hakkında mütevazi bir görüşü var.)
- Humble people are often more approachable. (Mütevazi insanlar genellikle daha yaklaşılabilirler.)
- The humble artist never let her success get to her head. (Mütevazi sanatçı başarısına rağmen kendini kaybetmedi.)
- He was a humble winner, congratulating his opponents on a good game. (Kazanan bir mütevaziydi, rakiplerini iyi bir oyun için tebrik etti.)
- She was raised with humble values. (O mütevazi değerlerle yetiştirildi.)
- The humble farmer worked hard to provide for his family. (Mütevazi çiftçi ailesine bakmak için çalıştı.)
Türkçe Anlamları: Alçakgönüllü, mütevazi, alçak kalpli olmayan
Hemen Yorum Yaz