Rule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rule

Rule kelimesi, genellikle kural, yönetmelik, prensip veya düzen anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Rule number one in this company is to always be on time. (Bu şirketteki birinci kural her zaman zamanında olmaktır.)
  2. The rules of the game are simple. (Oyunun kuralları basittir.)
  3. The teacher explained the rules of the exam to the students. (Öğretmen, öğrencilere sınavın kurallarını açıkladı.)
  4. It’s important to follow the rules of the road. (Yolun kurallarına uymak önemlidir.)
  5. The company has strict rules regarding tardiness. (Şirketin gecikmeye ilişkin sıkı kuralları var.)
  6. She broke the rule by using her phone during the meeting. (Toplantı sırasında telefonunu kullandığı için kuralı ihlal etti.)
  7. The rule of law must be respected at all times. (Hukukun kuralı her zaman saygı görmelidir.)
  8. I don’t like this rule, it’s too strict. (Bu kuralı sevmiyorum, çok sıkı.)
  9. The new employee was given a handbook outlining the company’s rules. (Yeni çalışan, şirketin kurallarını belirten bir el kitabı verildi.)
  10. The rule of thumb is to save 10% of your income for retirement. (Kural olarak, emeklilik için gelirinizin %10’unu biriktirmelisiniz.)
  11. The government is planning to introduce new rules to combat climate change. (Hükümet, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için yeni kurallar getirmeyi planlıyor.)
  12. She’s always been a stickler for rules. (O, her zaman kurallara uymakta çok titizdir.)
  13. The restaurant has a rule against outside food and drinks. (Restoranın dışarıdan yiyecek ve içecek getirilmesine ilişkin bir kuralı var.)
  14. The school has a rule about dress code. (Okulun giyim koduna ilişkin bir kuralı var.)
  15. The company’s
  16. In sports, it’s important to play by the rules to avoid penalties. (Sporlarda, cezalardan kaçınmak için kurallara uymak önemlidir.)
  17. The school has a rule against bullying. (Okulda zorbalık yapılmasına ilişkin bir kural var.)
  18. The company’s dress rules are quite strict. (Şirketin giyim kuralları oldukça sıkı.)
  19. The rule of the jungle is survival of the fittest. (Junglenın kuralı, en güçlünün hayatta kalmasıdır.)
  20. There’s an unwritten rule that you shouldn’t talk about politics at dinner parties. (Akşam yemeklerinde siyaset hakkında konuşmaman gerektiğine dair yazılı olmayan bir kural var.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.