Homesick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Homesick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Homesick Nedir?


Homesick, Türkçe karşılığı “ev özlemi” olan bir kelimedir. Bu kelime genellikle, bir kişinin evden uzakta olduğunda veya uzun süreli seyahatlerde olduğunda, ailelerini, evlerini ve arkadaşlarını özlemesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. I always feel homesick when I’m away from my family. (Ailemden uzakta olduğumda her zaman evimi özlerim.)
2. She became homesick after just a few days of being away from home. (Evinde olmaktan sadece birkaç gün sonra evini özledi.)
3. The sound of her mother’s voice made her feel homesick. (Annesinin sesi, onun evini özlediğini hissettirdi.)
4. I can’t wait to go back home and cure my homesickness. (Eve dönmeyi sabırsızlıkla bekliyorum ve ev özlemimi gidereceğim.)
5. Homesickness is a common feeling among college students who are far away from home. (Evden uzakta olan üniversite öğrencileri arasında ev özlemi sıkça görülen bir hissidir.)
6. He was homesick for his hometown, and couldn’t wait to visit it again. (Memleketini özleyen ve yeniden ziyaret etmeyi sabırsızlıkla bekleyen biriydi.)
7. Homesickness can sometimes lead to depression and anxiety. (Ev özlemi bazen depresyon ve kaygıya neden olabilir.)
8. She tried to cure her homesickness by keeping in touch with her family via video chat. (Ailesiyle video sohbet yoluyla iletişim kurarak ev özleminden kurtulmaya çalıştı.)
9. The feeling of homesickness can be overwhelming and make it hard to focus on anything else. (Ev özlemi hissi aşırı olabilir ve başka şeylere odaklanmayı zorlaştırabilir.)
10. I used to get homesick when I first moved away for college, but now I’ve gotten used to it. (İlk kez üniversite için evden ayrıldığımda evimi özlerdim, ama şimdi alıştım.)
11. Homesickness is a natural response to being away from familiar surroundings. (Ev özlemi, tanıdık ortamlardan uzakta olmanın doğal bir tepkisidir.)
12. Even after living in a new city for several years, she still felt homesick for her old town. (Yeni bir şehirde birkaç yıl yaşadıktan sonra bile, eski kasabasını özledi.)
13. Homesickness can make it difficult to adjust to new surroundings and make new friends. (Ev özlemi, yeni ortamlara uyum sağlamayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi zorlaştırabilir.)
14. She had a picture of her family in her dorm room to help with her homesickness. (Ev özlemine yardımcı olmak için yurt odasında ailesinin bir resmi vard

  1. Homesickness is not uncommon among soldiers who are deployed overseas. (Yurt dışına görevlendirilen askerler arasında ev özlemi sıkça görülür.)
  2. Whenever she felt homesick, she would listen to music that reminded her of home. (Evini özlediğinde, evini hatırlatan müzik dinlerdi.)
  3. She missed her parents so much that her homesickness turned into sadness. (Ebeveynlerini çok özlediği için, ev özlemi üzüntüye dönüştü.)
  4. Homesickness can be particularly difficult during holidays and special occasions. (Bayram ve özel günlerde ev özlemi özellikle zor olabilir.)
  5. He decided to book a trip back home to cure his homesickness. (Ev özleminden kurtulmak için evine bir seyahat ayarlamaya karar verdi.)
  6. Homesickness can make a person appreciate their home and loved ones even more. (Ev özlemi, bir kişinin evini ve sevdiklerini daha da takdir etmesine neden olabilir.)

(Hepsinin İngilizcesi mavi ve kalın HTML etiketiyle belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.