Hinky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hinky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hinky

Hinky, tuhaf, şüpheli, güven vermeyen anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I have a hinky feeling about this deal. (Bu anlaşma hakkında tuhaf bir hissiyatım var.)
  2. She gave me a hinky look when I asked her about it. (Ona bunun hakkında sorduğumda bana şüpheli bir şekilde baktı.)
  3. The whole situation seemed hinky to me. (Tüm durum bana güven vermeyen bir şekilde göründü.)
  4. The man’s behavior was hinky, so I reported it to the police. (Adamın davranışları şüpheliydi, bu yüzden polise rapor ettim.)
  5. I felt hinky walking down that dark alley alone. (O karanlık sokakta yalnız yürürken güven vermeyen bir hissiyatım vardı.)
  6. The company’s financial statements looked hinky, so we hired an auditor. (Şirketin mali tabloları şüpheli görünüyordu, bu yüzden bir denetçi tuttuk.)
  7. His alibi seemed hinky, so the police investigated further. (Onun suçsuz olduğunu iddia etmesi şüpheli göründü, bu yüzden polis daha fazla soruşturma yaptı.)
  8. The stranger’s behavior in the park was hinky, so I called the authorities. (Parktaki yabancının davranışları şüpheliydi, bu yüzden yetkililere haber verdim.)
  9. I had a hinky feeling about that house, so I didn’t buy it. (O evle ilgili güven vermeyen bir hissiyatım vardı, bu yüzden satın almadım.)
  10. The store’s return policy seemed hinky to me, so I went somewhere else to buy. (Mağazanın iade politikası bana şüpheli göründü, bu yüzden başka bir yere gittim.)
  11. The man’s story sounded hinky, so we didn’t believe him. (Adamın hikayesi tuhaf geldi, bu yüzden ona inanmadık.)
  12. The website had a hinky vibe to it, so I didn’t enter my personal information. (Web sitesinde tuhaf bir hava vardı, bu yüzden kişisel bilgilerimi girmedim.)
  13. The car salesman’s behavior was hinky, so we didn’t buy from him. (Otomobil satıcısının davranışları şüpheliydi, bu yüzden ondan satın almadık.)
  14. The dog’s behavior was hinky around strangers, so we kept him on a leash. (Köpeğin davranışları yabancılar etrafında şüpheliydi, bu yüzden onu tasma altında tuttuk.)
  15. The contract had some hinky clauses, so we had our lawyer review it. (Sözleşmede bazı tuhaf maddeler vardı, bu yüzden avukatımız inceledi.)
  16. The store’s prices seemed hinky compared to other stores, so we didn’t buy from them. (

Mağazanın fiyatları diğer mağazalara göre şüpheli göründü, bu yüzden onlardan alışveriş yapmadık.)
17. The politician’s story was hinky, so we didn’t vote for him. (Politikacının hikayesi şüpheliydi, bu yüzden ona oy vermedik.)

  1. The email seemed hinky, so I didn’t click on any links. (E-posta şüpheli göründü, bu yüzden hiçbir bağlantıya tıklamadım.)
  2. The new employee’s behavior was hinky, so we had HR investigate. (Yeni çalışanın davranışları şüpheliydi, bu yüzden insan kaynaklarına soruşturma yaptırdık.)
  3. The company’s sudden changes seemed hinky to the employees, so they raised concerns. (Şirketin ani değişiklikleri çalışanlara şüpheli göründü, bu yüzden endişelerini dile getirdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.