Highlighter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Highlighter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Highlighter (vurgulayıcı)


Highlighter, yazıların önemli bölümlerinin vurgulanmasına yardımcı olan bir araçtır.

Örnek cümleler:

  1. I use a yellow highlighter to mark the important information in my textbook. (Sınavımda önemli bilgileri vurgulamak için sarı bir vurgulayıcı kullanıyorum.)
  2. The speaker used a pink highlighter to emphasize the key points of her presentation. (Konuşmacı sunumunun ana noktalarını vurgulamak için pembe bir vurgulayıcı kullandı.)
  3. Can you lend me your green highlighter? I need to highlight some phrases in this document. (Yeşil vurgulayıcını ödünç verebilir misin? Bu belgede bazı ifadeleri vurgulamam gerekiyor.)
  4. He made a mistake and accidentally highlighted the wrong sentence. (Hata yaparak yanlış cümleyi vurguladı.)
  5. The teacher asked us to use a highlighter to mark the definitions in the glossary. (Öğretmen, ansiklopedideki tanımları işaretlemek için bir vurgulayıcı kullanmamızı istedi.)
  6. She used a blue highlighter to highlight the vocabulary words in the text. (Metindeki kelime dağarcığını vurgulamak için mavi bir vurgulayıcı kullandı.)
  7. I prefer using a highlighter instead of underlining important sentences. (Önemli cümleleri altını çizmek yerine vurgulayıcı kullanmayı tercih ediyorum.)
  8. The editor suggested using a highlighter to indicate the changes made in the manuscript. (Editör, el yazmasında yapılan değişiklikleri belirtmek için bir vurgulayıcı kullanmayı önerdi.)
  9. My mom always uses a pink highlighter to highlight her favorite recipes in cookbooks. (Annem, yemek kitaplarındaki favori tariflerini vurgulamak için her zaman pembe bir vurgulayıcı kullanır.)
  10. The report had several important sections highlighted in yellow. (Raporun birkaç önemli bölümü sarı renkte vurgulandı.)
  11. He ran out of ink in his highlighter and had to buy a new one. (Vurgulayıcısının mürekkebi bitti ve yeni bir tane satın almak zorunda kaldı.)
  12. The student used a green highlighter to highlight the dates in the timeline. (Öğrenci, zaman çizgisindeki tarihleri vurgulamak için yeşil bir vurgulayıcı kullandı.)
  13. The magazine article had a quote highlighted in pink to draw attention to it. (Dergi makalesinde dikkat çekmek için pembe renkle vurgulanmış bir alıntı vardı.)
  14. She forgot her highlighter at home and couldn’t mark the important sections in her notes. (Vurgulayıcısını evde unuttu ve notlarındaki önemli bölümleri işaretleyemedi.)
  15. The meeting minutes had the action items highlighted in green. (Toplantı tutanaklarındaki eyle

m maddeleri yeşil renkle vurgulanmıştı.)
16. I find using a highlighter helps me remember important information better. (Vurgulayıcı kullanmanın, önemli bilgileri daha iyi hatırlamama yardımcı olduğunu düşünüyorum.)

  1. The student highlighted the formulas in the math textbook in orange. (Öğrenci matematik kitabındaki formülleri turuncu renkle vurguladı.)
  2. The lawyer used a red highlighter to emphasize the crucial evidence in the case. (Avukat, davada önemli delilleri vurgulamak için kırmızı bir vurgulayıcı kullandı.)
  3. She accidentally dropped her highlighter and it broke into pieces. (Vurgulayıcısını yanlışlıkla düşürdü ve parçalara ayrıldı.)
  4. The design team used a variety of highlighter colors to indicate different design elements in their mock-up. (Tasarım ekibi, tasarım örneğinde farklı tasarım öğelerini belirtmek için çeşitli vurgulayıcı renkler kullandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.