Heart-Rending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heart-Rending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heart-Rending

Heart-Rending Türkçe anlamı “kalbi paramparça eden, yürek burkan” gibi duygusal acı veren bir olayı ifade etmek için kullanılır. Aşağıda İngilizce cümlelerde “heart-rending” kelimesinin kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. The heart-rending screams of the family echoed through the hospital corridors. (Ailenin kalbi parçalayan çığlıkları hastane koridorlarında yankılandı.)
  2. The heart-rending images of the earthquake victims brought tears to my eyes. (Deprem kurbanlarının yürek burkan görüntüleri gözlerimi yaşarttı.)
  3. The heart-rending story of the orphaned child touched the hearts of many. (Yetim kalan çocuğun kalbi parçalayan hikayesi birçok insanın kalbini dokundurdu.)
  4. The heart-rending movie left everyone in the theater in tears. (Kalbi parçalayan film herkesi gözyaşlarına boğdu.)
  5. The heart-rending news of the tragedy shocked the entire community. (Tragedyanın kalbi parçalayan haberleri tüm toplumu şoke etti.)
  6. The heart-rending sound of the funeral march could be heard from miles away. (Cenaze marşının yürek burkan sesi mil uzaklıktan duyulabilir.)
  7. The heart-rending memories of the war still haunt the survivors. (Savaşın kalbi parçalayan anıları hala hayatta kalanların peşini bırakmıyor.)
  8. The heart-rending loss of a loved one is one of the most difficult things to bear. (Sevilen birinin kalbi parçalayan kaybı taşınması en zor şeylerden biridir.)
  9. The heart-rending beauty of the sunset took my breath away. (Güneş batışının yürek burkan güzelliği nefesimi kesti.)
  10. The heart-rending lyrics of the song struck a chord with everyone in the audience. (Şarkının kalbi parçalayan sözleri seyircinin herkesinde bir yerlere dokundu.)
  11. The heart-rending poverty in the slums is a sad reality that cannot be ignored. (Kenelerdeki kalbi parçalayan yoksulluk, görmezden gelinemeyecek üzücü bir gerçektir.)
  12. The heart-rending sound of the mother’s wails filled the room. (Annenin kalbi parçalayan feryatları odayı doldurdu.)
  13. The heart-rending story of the Holocaust still haunts us to this day. (Holokost’un kalbi parçalayan hikayesi hala bizleri rahatsız ediyor.)
  14. The heart-rending images of the refugee crisis brought the world’s attention to the issue. (Mülteci krizinin yürek burkan görüntüleri dünya kamuoyunun dikkatini çekti.)
  15. The heart-rending pain of the illness was almost unbearable. (Hastalığın kalbi parçalayan acısı neredeyse dayan

ılamazdı.)
16. The heart-rending moment of saying goodbye to a loved one is one of life’s toughest challenges. (Sevilen birine veda etmenin kalbi parçalayan anıları hayatın en zorlu zorluklarından biridir.)

  1. The heart-rending truth about the exploitation of child labor cannot be denied. (Çocuk işçiliğinin sömürüsüyle ilgili kalbi parçalayan gerçek inkar edilemez.)
  2. The heart-rending pain of a broken heart can feel never-ending. (Kalbi kırılmışlığın kalbi parçalayan acısı hiç bitmeyecekmiş gibi hissedilebilir.)
  3. The heart-rending stories of animal abuse bring tears to the eyes of animal lovers. (Hayvan istismarının kalbi parçalayan hikayeleri hayvan severlerin gözlerini yaşartıyor.)
  4. The heart-rending sight of the devastated city after the natural disaster was difficult to process. (Doğal afet sonrası harap şehrin kalbi parçalayan görüntüsü işlenmesi zordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.