Heart-Rending İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Heart-Rending
Heart-Rending Türkçe anlamı “kalbi paramparça eden, yürek burkan” gibi duygusal acı veren bir olayı ifade etmek için kullanılır. Aşağıda İngilizce cümlelerde “heart-rending” kelimesinin kullanımına örnekler verilmiştir:
- The heart-rending screams of the family echoed through the hospital corridors. (Ailenin kalbi parçalayan çığlıkları hastane koridorlarında yankılandı.)
- The heart-rending images of the earthquake victims brought tears to my eyes. (Deprem kurbanlarının yürek burkan görüntüleri gözlerimi yaşarttı.)
- The heart-rending story of the orphaned child touched the hearts of many. (Yetim kalan çocuğun kalbi parçalayan hikayesi birçok insanın kalbini dokundurdu.)
- The heart-rending movie left everyone in the theater in tears. (Kalbi parçalayan film herkesi gözyaşlarına boğdu.)
- The heart-rending news of the tragedy shocked the entire community. (Tragedyanın kalbi parçalayan haberleri tüm toplumu şoke etti.)
- The heart-rending sound of the funeral march could be heard from miles away. (Cenaze marşının yürek burkan sesi mil uzaklıktan duyulabilir.)
- The heart-rending memories of the war still haunt the survivors. (Savaşın kalbi parçalayan anıları hala hayatta kalanların peşini bırakmıyor.)
- The heart-rending loss of a loved one is one of the most difficult things to bear. (Sevilen birinin kalbi parçalayan kaybı taşınması en zor şeylerden biridir.)
- The heart-rending beauty of the sunset took my breath away. (Güneş batışının yürek burkan güzelliği nefesimi kesti.)
- The heart-rending lyrics of the song struck a chord with everyone in the audience. (Şarkının kalbi parçalayan sözleri seyircinin herkesinde bir yerlere dokundu.)
- The heart-rending poverty in the slums is a sad reality that cannot be ignored. (Kenelerdeki kalbi parçalayan yoksulluk, görmezden gelinemeyecek üzücü bir gerçektir.)
- The heart-rending sound of the mother’s wails filled the room. (Annenin kalbi parçalayan feryatları odayı doldurdu.)
- The heart-rending story of the Holocaust still haunts us to this day. (Holokost’un kalbi parçalayan hikayesi hala bizleri rahatsız ediyor.)
- The heart-rending images of the refugee crisis brought the world’s attention to the issue. (Mülteci krizinin yürek burkan görüntüleri dünya kamuoyunun dikkatini çekti.)
- The heart-rending pain of the illness was almost unbearable. (Hastalığın kalbi parçalayan acısı neredeyse dayan
ılamazdı.)
16. The heart-rending moment of saying goodbye to a loved one is one of life’s toughest challenges. (Sevilen birine veda etmenin kalbi parçalayan anıları hayatın en zorlu zorluklarından biridir.)
- The heart-rending truth about the exploitation of child labor cannot be denied. (Çocuk işçiliğinin sömürüsüyle ilgili kalbi parçalayan gerçek inkar edilemez.)
- The heart-rending pain of a broken heart can feel never-ending. (Kalbi kırılmışlığın kalbi parçalayan acısı hiç bitmeyecekmiş gibi hissedilebilir.)
- The heart-rending stories of animal abuse bring tears to the eyes of animal lovers. (Hayvan istismarının kalbi parçalayan hikayeleri hayvan severlerin gözlerini yaşartıyor.)
- The heart-rending sight of the devastated city after the natural disaster was difficult to process. (Doğal afet sonrası harap şehrin kalbi parçalayan görüntüsü işlenmesi zordu.)
Hemen Yorum Yaz