Harass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Harass kelimesinin Türkçe anlamı:
Harass kelimesi, rahatsız etmek, taciz etmek, sıkıştırmak, üzmek gibi anlamlara gelmektedir.
Örnek cümleler:
- She was harassed by her boss every day. (Patronu her gün onu taciz etti.)
- He was arrested for harassing his ex-girlfriend. (Eski kız arkadaşını rahatsız ettiği için tutuklandı.)
- The students were accused of harassing the new teacher. (Öğrenciler yeni öğretmeni taciz etmekle suçlandı.)
- The phone company harassed me with constant calls. (Telefon şirketi sürekli arayarak beni rahatsız etti.)
- The street vendor was harassed by the police. (Sokak satıcısı polis tarafından sıkıştırıldı.)
- She felt harassed by the paparazzi. (Paparazzilerin kendisini rahatsız ettiğini hissetti.)
- The customer complained that the salesperson was harassing him. (Müşteri satıcının kendisini taciz ettiğini şikayet etti.)
- The woman was harassed by a group of men on the street. (Kadın, sokakta bir grup adam tarafından taciz edildi.)
- The employee filed a complaint against his boss for harassment. (Çalışan patronuna karşı taciz suçlamasıyla şikayette bulundu.)
- She was harassed on social media by a stranger. (Bilinmeyen bir kişi tarafından sosyal medyada rahatsız edildi.)
- The child was being harassed by bullies at school. (Okulda zorbalar tarafından sıkıştırılıyordu.)
- The actress sued the magazine for harassing her with false stories. (Oyuncu dergiyi, kendisine yalan haberlerle rahatsızlık verdiği için dava etti.)
- The man was fired from his job for harassing a co-worker. (Adam, iş arkadaşını taciz ettiği için işinden kovuldu.)
- The landlord was harassing the tenant for not paying rent on time. (Ev sahibi, kirayı zamanında ödemediği için kiracıyı rahatsız ediyordu.)
- The woman was harassed by her ex-husband after their divorce. (Kadın, boşandıktan sonra eski kocası tarafından rahatsız edildi.)
- The athlete was accused of harassing a teammate. (Sporcu, takım arkadaşını taciz etmekle suçlandı.)
- The employee was fired for harassing customers. (Çalışan müşterileri rahatsız ettiği için işten çıkarıldı.)
- The man was arrested for harassing a group of women at a bar. (Adam, barda bir grup kadını taciz ettiği için tutuklandı.)
- The student was disciplined for harassing a teacher. (Öğrenci, öğretmeni rahatsız ettiği için disiplin cezası aldı.)
- The company had a strict policy against harassment in the workplace. (Şirket
çalışma ortamında tacize karşı sıkı bir politika benimsemişti.)
Türkçe karşılıklar:
- Patronu her gün onu taciz etti.
- Eski kız arkadaşını rahatsız ettiği için tutuklandı.
- Öğrenciler yeni öğretmeni taciz etmekle suçlandı.
- Telefon şirketi sürekli arayarak beni rahatsız etti.
- Sokak satıcısı polis tarafından sıkıştırıldı.
- Paparazzilerin kendisini rahatsız ettiğini hissetti.
- Müşteri satıcının kendisini taciz ettiğini şikayet etti.
- Kadın, sokakta bir grup adam tarafından taciz edildi.
- Çalışan patronuna karşı taciz suçlamasıyla şikayette bulundu.
- Bilinmeyen bir kişi tarafından sosyal medyada rahatsız edildi.
- Okulda zorbalar tarafından sıkıştırılıyordu.
- Oyuncu dergiyi, kendisine yalan haberlerle rahatsızlık verdiği için dava etti.
- Adam, iş arkadaşını taciz ettiği için işinden kovuldu.
- Ev sahibi, kirayı zamanında ödemediği için kiracıyı rahatsız ediyordu.
- Kadın, boşandıktan sonra eski kocası tarafından rahatsız edildi.
- Sporcu, takım arkadaşını taciz etmekle suçlandı.
- Çalışan müşterileri rahatsız ettiği için işten çıkarıldı.
- Adam, barda bir grup kadını taciz ettiği için tutuklandı.
- Öğrenci, öğretmeni rahatsız ettiği için disiplin cezası aldı.
- Şirket çalışma ortamında tacize karşı sıkı bir politika benimsemişti.
Hemen Yorum Yaz