
Grimly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Grimly Nedir?
Grimly, korkutucu veya kasvetli bir şekilde üzgün bir ifade anlamına gelen bir sıfat kelimesidir.
Örnek Cümleler:
- The sky looked grimly gray before the storm. (Fırtınadan önce gökyüzü karamsarca gri görünüyordu.)
- He looked grimly at his empty bank account. (Boş banka hesabına kasvetli bir şekilde baktı.)
- The news of his failure hit him grimly. (Başarısızlık haberi onu kasvetle etkiledi.)
- She was grimly determined to finish the race. (Yarışı bitirmeye kasvetle kararlıydı.)
- The old mansion stood grimly on the hill. (Eski malikane tehditkâr bir şekilde tepede duruyordu.)
- The soldier marched grimly towards the battlefield. (Asker savaş alanına kasvetli bir şekilde yürüdü.)
- The teacher’s grimly expression warned the students to behave. (Öğretmenin kasvetli ifadesi öğrencilere davranışlarını düzeltmeleri için uyardı.)
- She grimly realized that she had lost her phone. (Telefonunu kaybettiğini kasvetle fark etti.)
- The police officer looked grimly at the crime scene. (Polis memuru suç mahalline kasvetle baktı.)
- He grimly accepted his punishment for breaking the rules. (Kuralları çiğnemekten dolayı cezasını kasvetle kabul etti.)
- The dark clouds hung grimly over the city. (Karanlık bulutlar şehrin üzerinde tehditkâr bir şekilde asılıydı.)
- She approached the haunted house grimly. (Perili evin yaklaştı kasvetli bir şekilde.)
- The detective studied the evidence grimly. (Dedektif delilleri kasvetle inceledi.)
- He grimly predicted that the company would go bankrupt. (Şirketin iflas edeceğini kasvetle tahmin etti.)
- The prisoner looked grimly at the life sentence he had received. (Mahkum aldığı ömür boyu hapis cezasına kasvetle baktı.)
- The children played in the park, oblivious to the grimly news on TV. (Çocuklar parkta oynarken, televizyonda verilen kasvetli haberlerden habersizdiler.)
- She spoke grimly about the state of the world. (Dünya durumu hakkında kasvetle konuştu.)
- The coach looked grimly at his team after the loss. (Mağlubiyet sonrası koç takımına kasvetle baktı.)
- The broken vase lay on the ground grimly. (Kırık vazo yerde kasvetle duruyordu.)
- The man grinned grimly, revealing his yellow teeth. (Adam kasvetle sırıtarak sarı dişlerini gösterdi.)
Türkçe Karşılıkları:
- Fırtınadan önce gökyüzü karamsarca gri görünüyordu.
- Boş banka hesabına kasvetli bir şekilde baktı.
- Başarısızlık haberi onu kasvetle etkiledi.
- Yarışı bitirmeye kasvetle kararlıydı.
- Eski malikane tehditkâr bir şekilde tepede duruyordu.
- Asker savaş alanına kasvetli bir şekilde yürüdü.
- Öğretmenin kasvetli ifadesi öğrencilere davranışlarını düzeltmeleri için uyardı.
- Telefonunu kaybettiğini kasvetle fark etti.
- Polis memuru suç mahalline kasvetle baktı.
- Kuralları çiğnemekten dolayı cezasını kasvetle kabul etti.
- Karanlık bulutlar şehrin üzerinde tehditkâr bir şekilde asılıydı.
- Perili evin yaklaştı kasvetli bir şekilde.
- Dedektif delilleri kasvetle inceledi.
- Şirketin iflas edeceğini kasvetle tahmin etti.
- Mahkum aldığı ömür boyu hapis cezasına kasvetle baktı.
- Çocuklar parkta oynarken, televizyonda verilen kasvetli haberlerden habersizdiler.
- Dünya durumu hakkında kasvetle konuştu.
- Mağlubiyet sonrası koç takımına kasvetle baktı.
- Kırık vazo yerde kasvetle duruyordu.
- Adam kasvetle sırıtarak sarı dişlerini gösterdi.
Hemen Yorum Yaz