Graze İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Graze (fiil):
Türkçe karşılığı: Otlatmak
Graze, bir hayvanın ot yemesi için bir alanın üzerinde dolaşması veya bir yüzeyin üstünde hafifçe sürünmesi anlamına gelir.
- My neighbor’s cows graze in the field next to my house.
(Komşumun inekleri evimin yanındaki alanda otlatırlar.) - As I walked through the meadow, I saw a herd of sheep grazing peacefully.
(Çayırlıkta yürürken, huzurlu bir şekilde otlamakta olan bir koyun sürüsü gördüm.) - The horses grazed on the lush green grass for hours.
(Atlar saatlerce yeşil ve bereketli otlakta otlatıldı.) - The cows graze on the hillside during the day and return to the barn at night.
(İnekler gündüzleri yamaçta otlatılır ve gece ahıra geri dönerler.) - In the evening, the sheep are brought back to the farm to graze.
(Akşamları, koyunlar otlatmak için çiftliğe geri getirilir.) - The goats graze in the fields near the river.
(Keçiler nehir kenarındaki tarlalarda otlatılır.) - The deer graze on the plants and leaves in the forest.
(Geyikler ormandaki bitki ve yaprakları otlatır.) - It’s important to let the grass in the field grow long so the cows can graze.
(İneklerin otlayabilmesi için, tarladaki çimenlerin uzun büyümesine izin vermek önemlidir.) - The farmer grazed his sheep on the hills every day.
(Çiftçi her gün koyunlarını tepelerde otlatır.) - The cows grazed on the hillside, enjoying the beautiful view.
(İnekler manzaranın keyfini çıkararak yamaçta otlatıldı.) - The sheep grazed in the meadow while the shepherd watched them.
(Çoban onları izlerken, koyunlar çayırlıkta otlatıldı.) - We saw a group of kangaroos grazing on the grass near the river.
(Nehir yakınlarındaki çimenlerde otlayan kanguruların bir grubunu gördük.) - The horses grazed in the pasture as the sun began to set.
(Güneş batarken, atlar meralarda otlatıldı.) - The cows grazed contentedly in the meadow, unaware of the approaching storm.
(Fırtınanın yaklaşmasından habersiz olan inekler, çayırlıkta mutlu bir şekilde otlatıldı.) - During the summer months, the goats are allowed to graze on the mountain slopes.
(Yaz aylarında, keçilere dağ yamaçlar
- The park is a great place for people to picnic while watching the horses graze in the nearby fields.
(Park, insanların piknik yaparken yakındaki tarlalarda otlayan atları izleyebileceği harika bir yerdir.) - The farmer moved the sheep to a different field to graze on fresh grass.
(Çiftçi koyunları taze çimlerde otlatmak için farklı bir tarlaya taşıdı.) - The cows grazed on the hillside, their bells ringing softly in the breeze.
(İnekler yavaş yavaş çanları çalarken yamaçta otlatıldı.) - The shepherd used his dog to herd the sheep into the fenced area to graze.
(Çoban, koyunları otlatmak için köpeğini çitle çevrili alana yöneltti.) - The horses were allowed to graze freely in the open field, enjoying their freedom.
(Atlar özgürlüklerinin tadını çıkararak açık alanda özgürce otlatıldılar.)
Hemen Yorum Yaz