Assidiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assidiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assiduously Nedir?

Assiduously, bir işi sürekli ve özenli bir şekilde yapmak anlamına gelen bir zarftır.

Örnek Cümleler:

1. She worked assiduously on her thesis and got an A+. (İngilizce: Tezinde özenle çalıştı ve A+ aldı.)
2. The gardener assiduously tended to the plants every day. (İngilizce: Bahçıvan her gün bitkilerle özenle ilgilendi.)
3. The athlete trained assiduously for months before the competition. (İngilizce: Atlet yarışmadan önce aylar boyunca özenle antrenman yaptı.)
4. She worked assiduously to improve her language skills. (İngilizce: Dil becerilerini geliştirmek için özenle çalıştı.)
5. The artist assiduously worked on the details of the painting. (İngilizce: Sanatçı, resmin detaylarına özenle çalıştı.)
6. The team assiduously prepared for the upcoming game. (İngilizce: Takım, yaklaşan maç için özenle hazırlandı.)
7. She assiduously took notes during the lecture. (İngilizce: Ders sırasında özenle notlar aldı.)
8. The student studied assiduously for the exam and got a good grade. (İngilizce: Öğrenci sınav için özenle çalıştı ve iyi bir not aldı.)
9. The chef assiduously prepared the ingredients for the dish. (İngilizce: Şef, yemeğin malzemelerini özenle hazırladı.)
10. The author assiduously researched the topic before writing the book. (İngilizce: Yazar kitabı yazmadan önce konuyu özenle araştırdı.)
11. The employee assiduously completed the project ahead of schedule. (İngilizce: Çalışan, projeyi özenle tamamladı ve takvimden önce bitirdi.)
12. The lawyer assiduously prepared for the trial. (İngilizce: Avukat, davaya özenle hazırlandı.)
13. The doctor assiduously monitored the patient’s condition. (İngilizce: Doktor, hastanın durumunu özenle izledi.)
14. The musician assiduously practiced the difficult piece. (İngilizce: Müzisyen, zor parçayı özenle çalıştı.)
15. The teacher assiduously prepared the lesson plans. (İngiliz

16. The scientist assiduously conducted experiments to test the hypothesis. (İngilizce: Bilim adamı, hipotezi test etmek için özenle deneyler yaptı.)
17. The entrepreneur assiduously researched the market before launching the product. (İngilizce: Girişimci, ürünü piyasaya sürmeden önce piyasayı özenle araştırdı.)
18. The journalist assiduously investigated the story before publishing it. (İngilizce: Gazeteci, hikayeyi yayınlamadan önce özenle araştırdı.)
19. The student assiduously practiced the piano every day. (İngilizce: Öğrenci, her gün özenle piyano çalıştı.)
20. The coach assiduously trained the team for the championship game. (İngilizce: Antrenör, şampiyonluk maçı için takımı özenle eğitti.)

Türkçe Karşılığı: özenle, dikkatlice, titizlikle, sürekli olarak.