Graven İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Graven İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Graven ne anlama geliyor?


Graven, geçmiş zaman kipi olan “grave” fiilinden türemiş bir sıfat olup, mezarla veya ölüyle ilgili anlam taşır.

Örnek cümleler:


1. The graven image of the deceased was placed on top of the tomb. (Ölünün oyma görüntüsü mezara konuldu.)
2. The graven tablet bore the name and dates of the departed. (Oymalı tablet, ayrılan kişinin adını ve tarihlerini taşıyordu.)
3. The graven statue depicted the deceased in his prime. (Oymalı heykel, ölüyü en iyi zamanında tasvir ediyordu.)
4. They were visited by the ghost of the graven king. (Oymalı kralın hayaleti tarafından ziyaret edildiler.)
5. The graven inscription on the tombstone was illegible due to weathering. (Mezar taşındaki oymalı yazıt, hava şartları nedeniyle okunaksızdı.)
6. She placed a bouquet of flowers on the graven grave of her husband. (Kocasının oymalı mezara bir çiçek buketi koydu.)
7. The graven effigy of the saint was revered by the locals. (Azizin oymalı heykeli yerliler tarafından saygı duyuldu.)
8. The graven monument was erected in honor of the fallen soldiers. (Düşen askerlere saygı için oymalı anıt dikildi.)
9. He found solace in visiting the graven tomb of his parents. (Ebeveynlerinin oymalı mezarını ziyaret etmekle teselli buldu.)
10. The graven portrait on the wall captured the likeness of the departed. (Duvar üzerindeki oymalı portre, ayrılan kişinin benzerliğini yakaladı.)
11. The graven casket was ornately carved with intricate designs. (Oymalı tabut, karmaşık tasarımlarla süslenmişti.)
12. The graven image of the god was worshipped by the ancient civilization. (Tanrının oymalı görüntüsü antik medeniyet tarafından tapınıldı.)
13. She left a bouquet of wildflowers on the graven mound of her pet. (Evcil hayvanının oymalı höyüğünde yabani çiçeklerin bir buketini bıraktı.)
14. The graven epitaph on the headstone conveyed a heartfelt message. (Mezar taşı üzerindeki oymalı yazıt, samimi bir mesaj iletilmesini sağladı.)
15. The graven mausoleum housed the remains of the royal family. (Oymalı mozole, kraliyet ailesinin kalıntılarını barındırıyordu.)
16. The graven relief on the temple wall depicted a scene from ancient mythology. (Tapınak duvarındaki oymalı kabartma, antik mitolojiden bir sahneyi tasvir ediyordu.)
17. The graven bust of the philosopher was displayed in the

library’s collection of classical art. (Felsefecinin oymalı büstü, klasik sanat koleksiyonu içinde kütüphanede sergileniyordu.)
18. The graven crypt was sealed off from the public due to safety concerns. (Oymalı kript, güvenlik endişeleri nedeniyle halktan izole edildi.)

  1. The graven marker indicated the location of the grave in the cemetery. (Mezarlıkta oymalı işaret, mezarın konumunu belirtiyordu.)
  2. The graven obelisk towered over the surrounding landscape as a symbol of power and glory. (Oymalı obelisk, güç ve şanın bir sembolü olarak çevredeki manzarayı aştı.)

Türkçe karşılıklar: ölünün oyma görüntüsü, oymalı tablet, oymalı heykel, oymalı kralın hayaleti, mezar taşındaki oymalı yazıt, oymalı mezara bir çiçek buketi, azizin oymalı heykeli, oymalı anıt, ebeveynlerinin oymalı mezarını ziyaret etmek, duvar üzerindeki oymalı portre, oymalı tabut, tanrının oymalı görüntüsü, evcil hayvanının oymalı höyüğünde yabani çiçeklerin bir buketi, mezar taşı üzerindeki oymalı yazıt, oymalı mozole, tapınak duvarındaki oymalı kabartma, felsefecinin oymalı büstü, oymalı kript, mezarlıkta oymalı işaret, oymalı obelisk.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.