Gossamer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gossamer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gossamer nedir?

Gossamer, ince, narin, hafif ve genellikle saydam bir malzeme veya örgü şeklinde bir dizi lif veya tel anlamına gelir. Bu malzeme genellikle ipek, örümcek ağı veya ince tüyler gibi maddelerden yapılır ve özellikle hafif ve havadar hissi nedeniyle çoğunlukla giyim ve süs eşyalarında kullanılır.

Gossamer ile ilgili cümleler:

  1. The butterfly’s wings were delicate and covered in gossamer. (Kelebeğin kanatları narin ve gossamer ile kaplıydı.)
  2. She wore a gossamer scarf that fluttered in the breeze. (Hafif bir esintide uçuşan bir gossamer atkı taktı.)
  3. The spider spun a web of gossamer so fine it was almost invisible. (Öyle ince bir gossamer ağı ördü ki neredeyse görünmezdi.)
  4. The fairy’s dress was made of gossamer and shimmered in the moonlight. (Perinin elbisesi gossamerden yapılmıştı ve ay ışığında parıldıyordu.)
  5. The fabric was so sheer it was like a layer of gossamer. (Kumaş o kadar şeffaftı ki adeta bir tabaka gossamer gibiydi.)
  6. The old house was draped in gossamer cobwebs. (Eski ev gossamer örümcek ağına kaplanmıştı.)
  7. The artist used gossamer threads to create a delicate embroidery. (Sanatçı, narin bir nakış yapmak için gossamer ipler kullandı.)
  8. The princess’s veil was made of gossamer and trailed behind her like a mist. (Prensesin duvağı gossamerden yapılmıştı ve ardında bir sis gibi uzanıyordu.)
  9. The morning dew clung to the gossamer grass like diamonds. (Sabah çiyi, gossamer çimi elmaslar gibi tuttu.)
  10. The curtains were made of gossamer and allowed the sunlight to filter through. (Perdeler gossamerden yapılmıştı ve güneş ışığının süzülmesine izin veriyordu.)
  11. The spider’s web was so fragile that the slightest breeze would break the gossamer threads. (Öyle kırılgan bir örümcek ağıydı ki en hafif esinti bile gossamer iplikleri kırabilirdi.)
  12. The bride’s veil was made of gossamer and floated behind her like a cloud. (Gelinin duvağı gossamerden yapılmıştı ve arkasında bir bulut gibi süzülüyordu.)
  13. The fairy godmother waved her wand and created a gown of gossamer for Cinderella. (Peri tanrıçası sihirli değneğini salladı ve Cinderella için bir gossamer elbise yarattı.)
  14. The spider’s gossamer threads glinted in the sunlight. (Örümceğin gossamer iplikleri güneşte parladı.)
    15
  1. The gossamer wings of the dragonfly fluttered as it flew over the pond. (Göl üzerinde uçarken, yusufçukların gossamer kanatları çırpındı.)
  2. The wind carried the gossamer seeds of the dandelion away. (Rüzgar, papatyaların gossamer tohumlarını uzaklara taşıdı.)
  3. The delicate gossamer embroidery on the wedding dress was breathtaking. (Düğün elbisesindeki narin gossamer nakış nefes kesiciydi.)
  4. The spider carefully spun its gossamer web in the corner of the room. (Örümcek odanın köşesinde dikkatlice gossamer ağını ördü.)
  5. The dancer’s costume was adorned with gossamer threads that shimmered under the stage lights. (Dansçının kostümü, sahne ışıklarının altında parlayan gossamer ipliklerle süslenmişti.)
  6. The artist used gossamer-like strokes to create a beautiful watercolor painting. (Sanatçı, güzel bir suluboya resmi yapmak için gossamer benzeri fırça darbeleri kullandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.