Fundamental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fundamental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fundamental

Fundamental kelimesi temel anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin temeli veya esası anlamında kullanılır.

1. Mathematics is a fundamental part of science. (Matematik, bilimin temel bir parçasıdır.)
2. Respect is a fundamental aspect of any healthy relationship. (Saygı, her sağlıklı ilişkinin temel bir yönüdür.)
3. Understanding grammar is fundamental to learning a language. (Dil öğrenmenin temel noktası, dilbilgisini anlamaktır.)
4. Freedom of speech is a fundamental right in many countries. (Konuşma özgürlüğü birçok ülkede temel bir haktır.)
5. The fundamental problem with the education system is its lack of funding. (Eğitim sisteminin temel sorunu, fon eksikliğidir.)
6. The fundamental principles of democracy include equality and justice. (Demokrasinin temel prensipleri arasında eşitlik ve adalet bulunur.)
7. Understanding the fundamental laws of physics is essential for many scientific fields. (Fizikteki temel yasaları anlamak, birçok bilim dalı için önemlidir.)
8. The fundamental goal of education is to help students reach their full potential. (Eğitimin temel amacı, öğrencilerin tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmaktır.)
9. Honesty is a fundamental value that should be instilled in all individuals. (Dürüstlük, tüm bireylere aşılanması gereken temel bir değerdir.)
10. The company’s fundamental values include innovation and customer satisfaction. (Şirketin temel değerleri arasında yenilikçilik ve müşteri memnuniyeti bulunur.)
11. The fundamental difference between the two theories is their approach to problem-solving. (İki teori arasındaki temel fark, problem çözme yaklaşımlarıdır.)
12. A strong work ethic is fundamental to achieving success in any career. (Herhangi bir kariyerde başarıya ulaşmak için güçlü bir çalışma etiği temeldir.)
13. Basic communication skills are fundamental to effective teamwork. (Etkili bir takım çalışması için temel iletişim becerileri gereklidir.)
14. The fundamental flaw in the plan was its lack of consideration for potential obstacles. (Planın temel kusuru, olası engellerin dikkate alınmamasıydı.)
15. The fundamental structure of the human brain is remarkably similar across all individuals. (İnsan beyninin temel yapısı, tüm bireyler arasında dikkat çekici şekilde benzerdir.)
16. Personal responsibility is a fundamental aspect of adulthood. (Kişisel sorumluluk, yetişkinliğin temel bir yönüdür.)
17. The fundamental purpose of art is to express human emotion and experience. (Sanatın temel amacı, insan duygusu ve deneyimini ifade etmektir.)
18. Effective time management is a fundamental skill for success in any field. (Herhangi bir alanda başarı için etkili zaman yönetimi temel bir beceridir.)

19. The fundamental unit of life is the cell. (Hayatın temel birimi hücredir.)
20. Without a fundamental understanding of the problem, finding a solution is impossible. (Sorunun temelini anlamadan bir çözüm bulmak imkansızdır.)