Frustration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frustration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frustration

Frustration, Türkçede “hayal kırıklığı” veya “engellenme” anlamına gelir. Bu duygu, bir hedefe veya amaçlara ulaşmakta zorlanıldığında veya istenilen sonuç elde edilemediğinde ortaya çıkar. Aşağıda, frustration kelimesinin İngilizce örnek cümlelerini ve Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz:

  1. I felt a wave of frustration wash over me when I realized I’d forgotten my keys. (Anahtarlarımı unuttuğumu fark ettiğimde hayal kırıklığına uğradım.)
  2. The team’s repeated losses were a source of frustration for the coach. (Takımın tekrarlayan kayıpları, antrenör için bir engel oldu.)
  3. She let out a scream of frustration when the computer crashed and she lost all her work. (Bilgisayar çöktüğünde ve tüm işlerini kaybettiğinde hayal kırıklığına uğrayarak bir çığlık attı.)
  4. He slammed the door in frustration and stormed out of the room. (Odadan çıkarken kapıyı hayal kırıklığına uğrayarak çarptı.)
  5. The delay was a major frustration for travelers trying to catch their flights. (Uçuşlarını yetiştirmeye çalışan yolcular için gecikme büyük bir hayal kırıklığıydı.)
  6. She tried to hide her frustration, but her disappointment was evident in her voice. (Hayal kırıklığını gizlemeye çalıştı, ancak hayal kırıklığı sesinde açıkça belli oldu.)
  7. His inability to solve the problem was a source of great frustration for him. (Sorunu çözememe yeteneği, onun için büyük bir hayal kırıklığı kaynağıydı.)
  8. She let out a frustrated sigh and threw her pen down on the desk. (Hayal kırıklığına uğrayarak bir nefes verdi ve kalemini masaya attı.)
  9. It was a frustrating experience trying to assemble the furniture without any instructions. (Hiç talimat olmadan mobilyaları monte etmeye çalışmak hayal kırıklığına uğratan bir deneyimdi.)
  10. He felt a deep sense of frustration when he was passed over for the promotion. (Terfi edilmemesi onda derin bir hayal kırıklığı yarattı.)
  11. The traffic jam was a frustrating delay for commuters trying to get to work. (İşe gitmeye çalışanların karşılaştığı trafik sıkışıklığı, hayal kırıklığına uğratıcı bir gecikmeydi.)
  12. She let out a frustrated groan when she saw the long line at the grocery store. (Market sırasının uzunluğunu görünce hayal kırıklığına uğramış bir şekilde inilti çıkardı.)
  13. He was filled with frustration when his project was cancelled at the last minute. (Projesi son dakikada

iptal edildiğinde hayal kırıklığına kapıldı.)
14. She threw her hands up in frustration and walked out of the meeting. (Toplantıdan çıkarken ellerini hayal kırıklığına kaparak kaldırdı.)

  1. It’s frustrating to see so many people ignoring the rules and not wearing masks during a pandemic. (Bir salgın sırasında kuralları göz ardı eden ve maske takmayan birçok insanı görmek hayal kırıklığına uğratıcıdır.)
  2. He tried to keep his frustration in check, but he couldn’t help but feel angry. (Hayal kırıklığını kontrol altında tutmaya çalıştı, ancak öfkelendiğini hissetmemek imkansızdı.)
  3. The lack of progress on the project was a source of frustration for the entire team. (Proje üzerindeki ilerlemenin eksikliği, tüm takım için hayal kırıklığı yaratan bir kaynaktı.)
  4. She let out a frustrated scream when she realized she had lost her phone. (Telefonunu kaybettiğinde hayal kırıklığına uğrayarak bir çığlık attı.)
  5. Waiting in line for hours was a frustrating experience for the concertgoers. (Saatlerce kuyrukta beklemek, konsergoerler için hayal kırıklığına uğratıcı bir deneyimdi.)
  6. He pounded his fists on the desk in frustration, unable to find a solution to the problem. (Problemin çözümünü bulamaması onu hayal kırıklığına uğrattığından masaya yumruklarını vurdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.