Airhead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Airhead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Airhead Nedir?

Airhead, kelime anlamı olarak “boş kafalı” veya “anlamsız kişi” anlamlarına gelir. Bu kelime, genellikle birinin aptalca davranması veya düşünmeden hareket etmesi durumlarında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She’s such an airhead, she forgot her own birthday. (O bir hava kafası, kendi doğum gününü unuttu.)
  2. Don’t be such an airhead, think before you act. (Böyle bir hava kafası olma, hareket etmeden önce düşün.)
  3. I can’t believe I was such an airhead and left my keys in the car. (Anahtarlarımı arabada unuttuğum için bir hava kafası olduğuma inanamıyorum.)
  4. He’s always been an airhead, he never pays attention to anything. (O her zaman bir hava kafasıydı, hiçbir şeye dikkat etmez.)
  5. She’s such an airhead, she can’t even spell her own name correctly. (O bir hava kafası, kendi adını bile doğru yazamaz.)
  6. Stop acting like an airhead and focus on the task at hand. (Bir hava kafası gibi davranmayı bırak ve elindeki işe odaklan.)
  7. I don’t want to work with him, he’s a total airhead. (Onunla çalışmak istemiyorum, tam bir hava kafası.)
  8. My sister is always daydreaming, she’s a bit of an airhead. (Kız kardeşim her zaman hayal kurar, biraz hava kafasıdır.)
  9. I feel like such an airhead for forgetting my own anniversary. (Kendi yıldönümümü unuttuğum için bir hava kafası gibi hissediyorum.)
  10. He’s always making silly mistakes, he’s a real airhead. (O her zaman aptalca hatalar yapıyor, gerçek bir hava kafası.)
  11. I’m sorry, I was being an airhead and wasn’t paying attention. (Üzgünüm, bir hava kafasıydım ve dikkat etmedim.)
  12. She’s a total airhead when it comes to technology, she can’t even use a smartphone. (Teknoloji konusunda tam bir hava kafası, hatta bir akıllı telefondan bile yararlanamaz.)
  13. He’s always losing things, he’s such an airhead. (O her zaman şeyleri kaybediyor, tam bir hava kafası.)
  14. I can’t believe I said that, I must have sounded like such an airhead. (Bunu söylediğime inanamıyorum, tam bir hava kafası gibi seslendim sanırım.)
  15. Don’t be an airhead, read the instructions before you start. (Bir hava kafası olma, başlamadan önce talimatları oku.)
  16. She’s always late, she’s such an airhead. (O her zaman geç kalır, tam bir hava kafası.)
  17. He’s not the brightest person, but he’s not an air

head either. (O en parlak kişi değil, ama bir hava kafası da değil.)
18. I can’t work with him, he’s too much of an airhead for me. (Onunla çalışamam, benim için çok fazla hava kafası.)

  1. My boss is always forgetful, she’s a bit of an airhead. (Patronum her zaman unutkan, biraz hava kafasıdır.)
  2. I used to be such an airhead, but now I’ve learned to think before I act. (Eskiden tam bir hava kafasıydım, ama şimdi hareket etmeden önce düşünmeyi öğrendim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.