Frosty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frosty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frosty Nedir?


Frosty, Türkçe karşılığı buzlu anlamına gelen bir sıfatdır. İngilizce dilinde “Frosty” kelimesi, buzlu, donmuş, soğuk ve sert anlamlarına gelmektedir.

Örnek cümleler:

  1. The ground was frosty this morning. (Toprak bu sabah buzlu idi.)
  2. I could see my breath in the frosty air. (Buzlu havada nefesimi görebiliyordum.)
  3. The car windshield was frosty and I had to scrape it before I could drive. (Araba camı buzlu idi ve sürmeden önce kazımam gerekiyordu.)
  4. The frosty wind made me shiver. (Buzlu rüzgar beni titretti.)
  5. The frosty night sky was filled with stars. (Buzlu gece gökyüzü yıldızlarla doluydu.)
  6. The frosty grass crunched under my feet. (Buzlu çimler ayaklarımın altında kırıldı.)
  7. I woke up to a frosty morning and a beautiful sunrise. (Buzlu bir sabah ve güzel bir gün doğumu ile uyandım.)
  8. The trees were covered in a layer of frosty ice. (Ağaçlar buzlu buz tabakasıyla kaplanmıştı.)
  9. I slipped on the frosty pavement and fell down. (Buzlu kaldırımda kaydım ve düştüm.)
  10. The frosty weather made it difficult to drive. (Buzlu hava sürmeyi zorlaştırdı.)
  11. The frosty air was refreshing after being inside all day. (Buzlu hava, bütün gün içeride kaldıktan sonra ferahlatıcıydı.)
  12. The frosty leaves of the trees sparkled in the sunlight. (Ağaçların buzlu yaprakları güneşte parıldıyordu.)
  13. The frosty water in the lake was too cold to swim in. (Göldeki buzlu su, yüzmesi için çok soğuktu.)
  14. The frosty ground made it hard to set up the tent. (Buzlu zemin, çadırı kurmayı zorlaştırdı.)
  15. I put on my warmest coat for the frosty weather. (Buzlu havada en sıcak montumu giydim.)
  16. The frosty breath of the horse was visible in the cold air. (Atın buzlu nefesi soğuk havada görülebiliyordu.)
  17. The frosty snow made a crunching sound under my boots. (Buzlu kar botlarımın altında çıtırdadı.)
  18. The frosty air made my nose and cheeks turn red. (Buzlu hava burnum ve yanaklarımı kızarttı.)
  19. The frosty conditions caused the roads to become icy and dangerous. (Buzlu koşullar yolların buzlu ve tehlikeli hale gelmesine neden oldu.)
  20. The frosty landscape looked like a winter wonderland. (Buzlu manzara, kışın büyülü bir dünyası gibi görünüyordu.)

Frosty İle İlgili İngilizce Deyimler ve Kalıplar

  1. A frosty reception: an unwelcoming or cold greeting. (Soğuk bir karşılama.)
  2. Frosty relationship: a relationship that is distant or unfriendly. (Mesafeli ya da düşmanca bir ilişki.)
  3. Frosty attitude: a cold or unfriendly manner. (Soğuk ya da düşmanca bir tavır.)
  4. Frosty silence: a tense or uncomfortable silence between people. (İnsanlar arasında gergin ya da rahatsız edici sessizlik.)
  5. Frosty conditions: cold, icy or freezing weather. (Soğuk, buzlu ya da dondurucu hava koşulları.)
  6. Frosty drink: a drink that is very cold and refreshing. (Çok soğuk ve ferahlatıcı bir içecek.)
  7. Frosty white: a bright white color that resembles frost or snow. (Frost ya da kar gibi parlak beyaz bir renk.)
  8. Frosty glass: a glass that is covered in frost or condensation. (Buzlu ya da buharla kaplanmış bir bardak.)
  9. Frosty mug: a mug that is designed to keep drinks cold. (İçecekleri soğuk tutmak için tasarlanmış bir kupa.)
  10. Frosty receptionist: a receptionist who is unfriendly or unapproachable. (Düşmanca ya da yaklaşılamayan bir resepsiyonist.)
  11. Frosty landscape: a winter landscape covered in frost or snow. (Frost ya da karla kaplı bir kış manzarası.)
  12. Frosty breath: the visible breath that is produced in cold weather. (Soğuk havada oluşan görülebilen nefes.)
  13. Frosty morning: a morning that is very cold and covered in frost. (Çok soğuk ve buzlu bir sabah.)
  14. Frosty glassware: glassware that is designed to be used with cold drinks. (Soğuk içeceklerle kullanılmak üzere tasarlanmış cam eşyalar.)
  15. Frosty reception room: a reception room that is decorated in a cold or formal style. (Soğuk ya da resmi bir tarzda dekore edilmiş bir karşılama odası.)
  16. Frosty flakes: snowflakes that resemble frost. (Frost gibi görünen kar taneleri.)
  17. Frosty moon: a full moon that is shining on a cold, frosty night. (Soğuk, buzlu bir gecede parlayan dolunay.)
  18. Frosty the Snowman: a popular Christmas character made out of snow. (Karadan yapılmış popüler bir Noel karakteri.)
  19. Frosty reception hall: a hall used for events that has a cold or formal atmosphere. (Soğuk ya da resmi bir atmosfere sahip etkinlikler için kullanılan bir salon.)
  20. Frosty winter wonderland: a beautiful winter scene covered in frost or snow. (Frost ya da karla kaplı güzel bir kış manzarası.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.