Frigging İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Frigging İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Frigging, “censored” veya “freaking” gibi argo bir ifade olarak kullanılan, şiddet içermeyen bir küfürdür.
- I’m so frigging tired of all this drama. (Bu tüm drama konusunda çok bıktım.)
- The frigging car won’t start again! (Lanet olsun arabam yine çalışmıyor!)
- That frigging mosquito is buzzing in my ear. (O sivrisinek kulağımda vızıldıyor.)
- I frigging love chocolate cake. (Çikolatalı keki bayılırım.)
- You frigging kidding me? (Benimle şaka mı yapıyorsun?)
- This frigging weather is so depressing. (Bu lanet hava çok depresif.)
- That frigging movie was a waste of time. (O lanet film zaman kaybıydı.)
- Get your frigging hands off me! (Ellerini üzerimden çek!)
- I’m frigging freezing in here. (Burada donuyorum.)
- That frigging dog won’t stop barking. (O serseri köpek sürekli havlıyor.)
- This frigging traffic is going to make us late. (Bu lanet trafik bizi geç kalacak.)
- Stop frigging around and get back to work. (Boşuna oyalanma ve işine geri dön.)
- I frigging hate spiders. (Örümceklerden lanet olası nefret ederim.)
- This frigging shirt shrunk in the wash. (Bu kıyafet yıkamada küçüldü.)
- That frigging party was a disaster. (O lanet parti felaket gibiydi.)
- I’m frigging starving. (Açlıktan ölüyorum.)
- This frigging headache won’t go away. (Bu baş ağrısı bir türlü geçmiyor.)
- That frigging teacher gives too much homework. (O lanet öğretmen çok fazla ödev veriyor.)
- I frigging missed my train. (Trenimi lanet olası kaçırdım.)
- This frigging phone keeps ringing. (Bu telefon sürekli çalıyor.)
Türkçe Karşılığı: lanet olası, serseri, kahrolası, zımbırtı, salak, yeteri kadar argo bir kelime olarak çevrilebilir.
- I can’t believe this frigging computer crashed again. (Bu lanet bilgisayar yine çöktüğüne inanamıyorum.)
- That frigging restaurant has the best burgers in town. (O lanet restoranda şehirdeki en iyi burgerleri yaparlar.)
- Why is this frigging website taking so long to load? (Neden bu lanet website yüklenmek için bu kadar uzun sürüyor?)
- That frigging kid won’t stop crying. (O serseri çocuk ağlamayı kesmiyor.)
- I’m so frigging nervous for this job interview. (Bu iş görüşmesi için çok gerginim.)
- This frigging project is going to take forever. (Bu lanet proje sonsuza kadar sürecek gibi görünüyor.)
- That frigging athlete is so talented. (O lanet sporcu çok yetenekli.)
- I can’t believe I forgot my keys again, frigging hell! (Anahtarlarımı tekrar unuttuğuma inanamıyorum, kahrolası!)
- This frigging song is stuck in my head. (Bu lanet şarkı kafamda takılı kaldı.)
- That frigging boss is always on my case. (O kahrolası patron sürekli benim üzerimde.)
Hemen Yorum Yaz