Frictionless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frictionless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frictionless Nedir?

Frictionless kelimesi Türkçe’de “sürtünmesiz” anlamına gelir. Sürtünmesiz bir şekilde gerçekleştirilen herhangi bir işlem veya hareket, yüksek verimlilik ve hızlı sonuçlar elde etmek için kullanışlıdır.

Örnek Cümleler:

1. The company’s goal is to create a frictionless shopping experience for its customers. (Şirketin amacı, müşterileri için sürtünmesiz bir alışveriş deneyimi oluşturmaktır.)
2. The new technology allows for frictionless data transfer between devices. (Yeni teknoloji, cihazlar arasında sürtünmesiz veri transferine izin veriyor.)
3. The athletes wore special suits to make their movements as frictionless as possible. (Sporcular, hareketlerini mümkün olduğunca sürtünmesiz hale getirmek için özel kıyafetler giydiler.)
4. The new lubricant promises to make any machine run in a frictionless manner. (Yeni yağlayıcı, herhangi bir makinenin sürtünmesiz bir şekilde çalışmasını vaat ediyor.)
5. The company’s success is largely due to their ability to create a frictionless workflow. (Şirketin başarısı, sürtünmesiz bir iş akışı oluşturma yeteneklerine büyük ölçüde bağlıdır.)
6. The goal of the design was to create a frictionless user experience. (Tasarımın amacı, sürtünmesiz bir kullanıcı deneyimi oluşturmaktı.)
7. The new software allows for frictionless integration with other programs. (Yeni yazılım, diğer programlarla sürtünmesiz entegrasyona izin veriyor.)
8. The company’s innovative approach has resulted in a frictionless production process. (Şirketin yenilikçi yaklaşımı, sürtünmesiz bir üretim sürecine neden oldu.)
9. The team worked together seamlessly, creating a frictionless collaboration. (Ekip sorunsuz bir şekilde birlikte çalışarak, sürtünmesiz bir işbirliği yarattı.)
10. The new packaging design makes it easier for customers to open the product with a frictionless experience. (Yeni ambalaj tasarımı, müşterilerin sürtünmesiz bir deneyimle ürünü açmasını kolaylaştırıyor.)
11. The frictionless surface of the ice allowed the skater to glide effortlessly. (Buzun sürtünmesiz yüzeyi, kaykaycının zahmetsizce kaymasına izin verdi.)
12. The team’s communication was so seamless that it created a frictionless project. (Ekip iletişimleri o kadar sorunsuzdu ki, sürtünmesiz bir proje oluşturdu.)
13. The frictionless bearings allow the wheels to rotate smoothly. (Sürtünmesiz yataklar, tekerleklerin düzgün dönmesine izin verir.)
14. The app’s intuitive design creates a frictionless user experience. (Uygulamanın sezgisel tasarımı, sürtünmesiz

bir kullanıcı deneyimi yaratıyor.)
15. The key to the company’s success is its ability to create a frictionless onboarding process for new employees. (Şirketin başarısının anahtarı, yeni çalışanlar için sürtünmesiz bir başlangıç süreci oluşturma yeteneğidir.)

16. The frictionless surface of the water allowed the boat to move quickly through the waves. (Su yüzeyinin sürtünmesiz olması, teknenin dalgaların üstünden hızla ilerlemesine izin verdi.)
17. The company’s focus on automation has resulted in a frictionless production line. (Şirketin otomasyona odaklanması, sürtünmesiz bir üretim hattına yol açtı.)
18. The new software update promises a more frictionless user experience. (Yeni yazılım güncellemesi, daha sürtünmesiz bir kullanıcı deneyimi vaat ediyor.)
19. The company’s supply chain is designed to be as frictionless as possible, reducing costs and increasing efficiency. (Şirketin tedarik zinciri, mümkün olan en sürtünmesiz şekilde tasarlanmıştır, maliyetleri azaltırken verimliliği arttırır.)
20. The team’s ability to work together seamlessly creates a frictionless project management process. (Ekip, sorunsuz bir şekilde birlikte çalışarak, sürtünmesiz bir proje yönetimi süreci oluşturur.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkle yazılmıştır.)