Frailty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frailty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frailty Nedir?

Frailty İngilizce bir kelime olup, Türkçe karşılığı “zayıflık” anlamına gelir. Bu kelime sıklıkla, yaşlılık dönemindeki insanların zayıflık, kırılganlık ve hastalıklara karşı dirençsizliğini ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She was diagnosed with frailty, and her family became very concerned about her health. (Ona zayıflık teşhisi konuldu ve ailesi sağlığıyla ilgili çok endişelendi.)
  2. The elderly man’s frailty made it difficult for him to complete even the simplest of tasks. (Yaşlı adamın zayıflığı, en basit görevleri bile tamamlamasını zorlaştırdı.)
  3. Her frailty prevented her from participating in many activities she once enjoyed. (Zayıflığı, önceden keyifle katıldığı birçok etkinliğe katılmasını engelledi.)
  4. The doctor recommended a diet and exercise plan to combat the patient’s frailty. (Doktor, hastanın zayıflığıyla mücadele etmek için bir diyet ve egzersiz planı önerdi.)
  5. Frailty is a common issue among the elderly population. (Zayıflık, yaşlı nüfus arasında yaygın bir sorundur.)
  6. The man’s frailty made it difficult for him to walk more than a few steps. (Adamın zayıflığı, birkaç adımdan fazla yürümesini zorlaştırdı.)
  7. Frailty can be caused by a variety of factors, including poor nutrition and lack of exercise. (Zayıflık, kötü beslenme ve egzersiz eksikliği gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.)
  8. Her frailty made her more susceptible to illness, so she had to be extra careful about her health. (Zayıflığı, onu hastalığa daha yatkın hale getirdi, bu nedenle sağlığına daha dikkatli olmak zorunda kaldı.)
  9. The woman’s frailty meant that she needed assistance with many daily tasks. (Kadının zayıflığı, birçok günlük görevinde yardıma ihtiyaç duymasına neden oldu.)
  10. Frailty can be a normal part of aging, but there are steps people can take to reduce its impact. (Zayıflık, yaşlanmanın normal bir parçası olabilir, ancak insanlar etkisini azaltmak için adımlar atabilirler.)
  11. The patient’s frailty was exacerbated by a recent illness, making it even harder for them to recover. (Hastanın zayıflığı, son yaşadığı hastalıkla daha da kötüleşti, bu da iyileşmesini daha da zorlaştırdı.)
  12. Frailty can lead to falls and other injuries, so it’s important to take precautions. (Zayıflık, düşmelere ve diğer yaralanmalara neden olabilir, bu nedenle önlem al
  1. The woman’s frailty made it difficult for her to maintain her independence, so she had to rely on others for help. (Kadının zayıflığı, bağımsızlığını korumasını zorlaştırdı, bu nedenle yardım için başkalarına güvenmek zorunda kaldı.)
  2. The doctor explained that the patient’s frailty was due to a combination of factors, including age and medical history. (Doktor, hastanın zayıflığının yaş ve tıbbi geçmiş gibi çeşitli faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığını açıkladı.)
  3. Frailty is often accompanied by other health problems, such as cognitive decline and chronic pain. (Zayıflık genellikle bilişsel gerileme ve kronik ağrı gibi diğer sağlık problemleriyle birlikte görülür.)
  4. The woman’s frailty meant that she had to move into a care facility where she could receive specialized assistance. (Kadının zayıflığı, özel yardım alabileceği bir bakım tesisine taşınmasını gerektirdi.)
  5. Frailty can be prevented or delayed by maintaining a healthy lifestyle and receiving regular medical check-ups. (Zayıflık, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek ve düzenli tıbbi kontroller alarak önlenebilir veya geciktirilebilir.)
  6. The patient’s frailty was a contributing factor to their hospitalization, as their body was not able to fight off an infection. (Hastanın zayıflığı, vücudunun bir enfeksiyonla mücadele edememesi nedeniyle hastaneye yatırılmasına katkıda bulundu.)
  7. Frailty can be a difficult issue for family members to address, as they may not know how to provide adequate care. (Zayıflık, aile üyelerinin yeterli bakım sağlayamayacaklarını bilmedikleri için onlar için zor bir konu olabilir.)
  8. The woman’s frailty made her more susceptible to depression, as she was no longer able to participate in many activities she once enjoyed. (Kadının zayıflığı, önceden keyifle katıldığı birçok etkinliğe katılamadığı için depresyona daha yatkın hale getirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.