For The Very Reason İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

For The Very Reason İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

For The Very Reason Nedir?

For the very reason, İngilizcede “tam da bu nedenle” anlamına gelir. Bu ifade, bir şeyin nedeni ya da sonucu hakkında vurgu yapmak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. For the very reason that I love her, I will always stand by her side. (Onu sevdiğim tam da bu nedenle, her zaman yanında olacağım.)
2. She didn’t want to go to the party, for the very reason that she didn’t know anyone there. (Oraya gitmek istemedi, tam da bu nedenle orada kimseyi tanımıyordu.)
3. I can’t eat spicy food, for the very reason that it upsets my stomach. (Acı yemek yiyemem, çünkü tam da bu nedenle midemi rahatsız ediyor.)
4. He always wears a hat for the very reason that he is bald. (O, her zaman şapka takar tam da bu nedenle kel.)
5. She refused to speak to him, for the very reason that he had lied to her. (Onunla konuşmayı reddetti, tam da bu nedenle çünkü ona yalan söylemişti.)
6. I don’t trust him, for the very reason that he has betrayed me before. (Ona güvenmiyorum, tam da bu nedenle daha önce beni ihanet etti.)
7. She couldn’t concentrate on her work, for the very reason that her phone kept ringing. (İşine odaklanamadı, tam da bu nedenle telefonu sürekli çalıyordu.)
8. I quit my job, for the very reason that I was unhappy there. (İşimi bıraktım, tam da bu nedenle orada mutsuzdum.)
9. They moved to a new house, for the very reason that their old one was too small. (Yeni bir eve taşındılar, tam da bu nedenle eski evleri çok küçüktü.)
10. She didn’t want to go to the movie, for the very reason that she had already seen it. (Filme gitmek istemedi, tam da bu nedenle onu zaten izlemişti.)
11. He decided to take the job, for the very reason that it

offered a higher salary. (İşi almaya karar verdi, tam da bu nedenle daha yüksek bir maaş teklif ediyordu.)
12. She bought the dress, for the very reason that it was on sale. (Elbiseyi satışta olduğu için aldı, tam da bu nedenle.)

13. I went to bed early, for the very reason that I was tired. (Erken yattım, tam da bu nedenle yorgundum.)
14. He always takes the stairs, for the very reason that he wants to stay fit. (O, her zaman merdivenleri kullanır, tam da bu nedenle formda kalmak istiyor.)
15. She doesn’t eat meat, for the very reason that she is a vegetarian. (Et yemez, tam da bu nedenle vejetaryendir.)
16. He stopped smoking, for the very reason that he wanted to improve his health. (Sigarayı bıraktı, tam da bu nedenle sağlığını iyileştirmek istedi.)
17. They canceled the trip, for the very reason that the weather forecast was bad. (Yolculuğu iptal ettiler, tam da bu nedenle hava tahmini kötüydü.)
18. She didn’t go to the concert, for the very reason that she had to work. (Konsere gitmedi, tam da bu nedenle çalışması gerekiyordu.)
19. He doesn’t like crowded places, for the very reason that he gets anxious. (Kalabalık yerleri sevmez, tam da bu nedenle endişeli olur.)
20. They chose the restaurant, for the very reason that it had good reviews. (Restoranı seçtiler, tam da bu nedenle iyi yorumlara sahipti.)