Footprint İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Footprint İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Footprint

Footprint, Türkçe anlamı olarak “ayak izi” olarak kullanılan bir kelime. Genellikle, bir kişi, bir organizasyon veya bir ürünün çevreye bıraktığı etkiyi ifade etmek için kullanılır.

İşte, footprint kelimesinin cümle içinde kullanımına örnekler:

  1. The company’s carbon footprint is too high. (Şirketin karbon ayak izi çok yüksek.)
  2. She left footprints in the sand as she walked along the beach. (Sahilde yürürken kumda ayak izleri bıraktı.)
  3. The new building has a smaller environmental footprint than the old one. (Yeni bina, eski binadan daha küçük bir çevresel ayak izine sahip.)
  4. Our goal is to reduce our ecological footprint. (Amacımız, ekolojik ayak izimizi azaltmaktır.)
  5. The dog’s wet footprints left a trail across the kitchen floor. (Köpeğin ıslak ayak izleri mutfak zemininde iz bıraktı.)
  6. We need to consider the carbon footprint of our transportation choices. (Taşıma seçeneklerimizin karbon ayak izini düşünmemiz gerekiyor.)
  7. The hotel has implemented several measures to reduce its water footprint. (Otel, su ayak izini azaltmak için birkaç önlem almıştır.)
  8. The company is committed to reducing its environmental footprint by 50% in the next five years. (Şirket, önümüzdeki beş yıl içinde çevresel ayak izini %50 azaltmayı taahhüt etmiştir.)
  9. The dinosaur footprints were preserved in the mud for millions of years. (Dinozor ayak izleri milyonlarca yıl boyunca çamurda korunmuştur.)
  10. The carbon footprint of air travel is much higher than other modes of transportation. (Havayolu seyahatinin karbon ayak izi diğer taşıma modlarından çok daha yüksektir.)
  11. The organization is taking steps to reduce its paper footprint by moving to digital documents. (Kuruluş, dijital belgelere geçerek kağıt ayak izini azaltmak için adımlar atıyor.)
  12. The snow was untouched except for a few animal footprints. (Kar, birkaç hayvan ayak izi dışında dokunulmamıştı.)
  13. The company is using renewable energy sources to reduce its energy footprint. (Şirket, enerji ayak izini azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyor.)
  14. The footprints on the muddy trail made it easy to track the hiker. (Çamurlu patikadaki ayak izleri, yürüyüşçünün izini takip etmeyi kolaylaştırdı.)
  15. The product’s manufacturing footprint includes all of the energy and resources used to make it. (Ürünün imalat ayak izi, onu yapmak için kullanılan tüm enerji ve kaynakları içerir.)
  16. The child’s footprints were small and delicate in the snow. (Çocu
  1. The construction of the new factory will have a significant impact on the local ecosystem and its footprint. (Yeni fabrikanın inşası, yerel ekosistem ve ayak izi üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.)
  2. The company is working to reduce its water footprint by installing low-flow fixtures. (Şirket, düşük akışlı armatürler kurarak su ayak izini azaltmaya çalışıyor.)
  3. The footprints led us to the edge of the forest where we found the lost hiker. (Ayak izleri bizi ormanın kenarına götürdü, kaybolan yürüyüşçüyü bulduk.)
  4. The government is implementing policies to reduce the country’s carbon footprint and address climate change. (Hükümet, ülkenin karbon ayak izini azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için politikalar uyguluyor.)

(Her cümle sonunda parantez içinde Türkçe çevirisi de yer almaktadır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.