Prerogative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prerogative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prerogative Nedir?

Prerogative kelimesi, önceden tanımlanmış bir yetkiye sahip olma veya özel bir imtiyaza sahip olma hakkını ifade eder.

Örnek cümleler:

1. It’s your prerogative to choose your own path in life. (Hayatta kendi yolunu seçmek senin ayrıcalığındır.)
2. The president has the prerogative to veto any bill that comes across his desk. (Başkan, masasına gelen herhangi bir yasa tasarısını veto etme hakkına sahiptir.)
3. As a professor, I have the prerogative to set my own course curriculum. (Bir profesör olarak, kendi ders müfredatımı belirleme hakkına sahibim.)
4. It is not within your prerogative to tell me what to do. (Benim ne yapacağımı söyleme yetkin yok.)
5. The company CEO has the prerogative to make final decisions regarding company policies. (Şirket CEO’su, şirket politikaları konusunda son kararları verme hakkına sahiptir.)
6. It is the prerogative of the artist to decide what kind of art to create. (Sanatçının hangi tür sanat eseri yaratmaya karar verme hakkı vardır.)
7. As a homeowner, it is my prerogative to decorate my house however I see fit. (Bir ev sahibi olarak, evimi istediğim gibi dekore etme hakkım vardır.)
8. The royal family has many prerogatives that commoners do not. (Kraliyet ailesinin ortak halkın sahip olmadığı birçok ayrıcalığı var.)
9. It is the prerogative of the coach to make substitutions during the game. (Maç sırasında oyuncu değiştirme yetkisi antrenöre aittir.)
10. The CEO’s prerogative to hire and fire employees is crucial for the success of the company. (CEO’nun çalışanları işe alma ve çıkarma hakkı şirketin başarısı için hayati önem taşır.)
11. It’s not my prerogative to tell you what to do, but I suggest you seek professional help. (Sana ne yapacağını söylemek benim ayrıcalığım değil, ama profesyonel yardım aramanı öneriyorum.)
12. The president’s prerogative to grant pardons can be controversial at times. (Başkanın af yetkisi bazen tartışmalı olabilir.)
13. It is the prerogative of the school board to make decisions about the school’s budget. (Okul kurulu, okul bütçesi hakkında kararlar vermeye yetkilidir.)
14. The landlord’s prerogative to raise the rent each year is a source of frustration for many tenants. (Kiracıların birçoğu için ev sahibinin her yıl kira artırma hakkı bir kaynak oluşturur.)
15. As the director, it is my prerogative to choose the cast for the movie. (Yönetmen olarak, film için oyuncu kadrosunu seçme hakkım var.)
16. The prer

16. The prerogative of the police is to protect citizens and enforce the law. (Polisin ayrıcalığı, vatandaşları korumak ve yasaları uygulamaktır.)
17. It is the prerogative of the bride and groom to choose the style and theme of their wedding. (Gelin ve damadın düğünlerinin tarzını ve temasını seçme hakkı vardır.)
18. The president’s prerogative to declare war should not be taken lightly. (Başkanın savaş ilan etme yetkisi hafife alınmamalıdır.)
19. As the owner of the company, it is my prerogative to make executive decisions about the future of the business. (Şirket sahibi olarak, işletmenin geleceğiyle ilgili yönetimsel kararları verme hakkım var.)
20. The king’s prerogative to grant titles and honors is a longstanding tradition in many monarchies. (Kralın unvan ve şeref verme ayrıcalığı, birçok monarşide uzun süredir devam eden bir gelenektir.)