Fold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fold İle İlgili Cümleler

Anlamı: Katlamak, bükmek, kıvırmak gibi hareketlerle bir nesnenin bir kısmını diğer kısmı üzerine getirmek.

1. She folded the paper into a small square. (Kağıdı küçük bir kare haline katladı.)
2. He folded his clothes neatly before putting them in the suitcase. (Kıyafetlerini valize koymadan önce düzgün bir şekilde katladı.)
3. I always fold my hands on my lap when I’m nervous. (Sinirli olduğumda her zaman ellerimi kucakta katlarım.)
4. The baker carefully folded the dough to make croissants. (Fırıncı hamuru dikkatlice katlayarak kruvasan yaptı.)
5. She folded the blanket and put it in the closet. (Battaniyeyi katladı ve dolaba koydu.)
6. The paper airplane didn’t fly well because I didn’t fold it correctly. (Kağıt uçak doğru şekilde katlamadığım için iyi uçmadı.)
7. He folded his arms and leaned against the wall. (Kollarını katlayıp duvara yaslandı.)
8. She folded the letter and put it in an envelope. (Mektubu katlayıp zarfa koydu.)
9. The origami artist folded a beautiful swan out of paper. (Origami sanatçısı kağıttan güzel bir kuğu katladı.)
10. He folded the map to show us the area we were going to. (Haritayı katlayarak gideceğimiz bölgeyi gösterdi.)
11. She folded the fabric in half to make a dress pattern. (Kumaşı yarım olarak katlayarak bir elbise kalıbı yaptı.)
12. The little girl folded her arms and pouted when she didn’t get her way. (Küçük kız yolu almayınca kollarını kapatıp surat astı.)
13. He folded the pizza box to fit it in the refrigerator. (Pizzayı buzdolabına sığdırmak için kutuyu katladı.)
14. She folded the laundry and put it away in the drawers. (Çamaşırları katlayıp çekmecelere yerleştirdi.)
15. The paper crane was beautifully folded with intricate details. (Kağıt turna dikkatli detaylarla güzel bir şekilde katlanmıştı.)
16. He folded the plastic bag to make it smaller for recycling. (Plastik poşeti geri dönüşüm için daha küçük hale getirmek için katladı.)
17. She folded the sheet in half and made a crease. (Çarşafı yarım katladı ve kırışık yaptı.)
18. He carefully folded the sheet of paper and put it in his pocket. (Kağıdı dikkatlice katlayıp cebine koydu.)
19. She folded her hands in prayer and closed her eyes. (Dua ederken ellerini katladı ve gözlerini kapattı.)
20. The pastry chef expertly folded the dough to make a delicious pastry. (Pastacı uzmanca

hamuru katlayarak lezzetli bir hamur işi yaptı.)

Overall, “fold” is a versatile verb that can be used in a variety of contexts to describe the act of bending or bringing one part of something over another. Whether it’s folding paper, clothes, or arms, the verb “fold” is a useful way to describe this action in English.