Flush İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flush İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flush İle İlgili Cümleler

Anlam: Flush, “sifon çekmek” veya “temizlemek” anlamlarına gelen bir fiildir.

  1. I need to flush the toilet before leaving the bathroom. (Tuvaletten çıkmadan önce sifonu çekmem gerekiyor.)
  2. The plumber flushed out the clogged pipe. (Tesisatçı tıkalı boruyu temizledi.)
  3. The redness in his face flushed away as he took deep breaths. (Derin nefesler alarak yüzündeki kızarıklık geçti.)
  4. She flushed with embarrassment when she realized everyone was staring at her. (Herkesin ona baktığını fark edince utançtan yüzü kızardı.)
  5. The sudden noise made the birds flush out of the trees. (Ani ses kuşları ağaçlardan korkarak uçurdun.)
  6. After eating spicy food, he needed to flush his mouth with water. (Baharatlı yemek yedikten sonra ağzını suyla çalkalaması gerekiyordu.)
  7. The casino security flushed out the cheater from the poker table. (Kumarhane güvenliği hilekarı poker masasından çıkardı.)
  8. I always flush the sink with hot water after washing dishes. (Tabakları yıkadıktan sonra lavaboyu her zaman sıcak suyla temizlerim.)
  9. The cleaning crew flushed out the old pipes and replaced them with new ones. (Temizlik ekibi eski boruları temizledi ve yenileriyle değiştirdi.)
  10. She felt a sense of relief after flushing out her worries with a therapist. (Terapistle endişelerini atarak rahatlama hissi hissetti.)
  11. The hunter flushed the quails out of the bushes with his dog. (Avcı köpeğiyle çalılıklardan keklikleri korkuttu.)
  12. The wine flushed his cheeks and he felt a warm sensation. (Şarap yüzüne vurdu ve sıcak bir his hissetti.)
  13. The company had to flush out the ineffective employees to improve productivity. (Üretkenliği artırmak için şirket işe yaramayan çalışanları ayıklamak zorunda kaldı.)
  14. The police officer flushed out the suspect from the building. (Polis memuru şüpheliyi binadan çıkardı.)
  15. The floodwaters flushed away cars and debris from the streets. (Sel suları arabaları ve enkazı sokaklardan sürükledi.)
  16. He had to flush the wound with antiseptic to prevent infection. (Enfeksiyonu önlemek için yarayı antiseptikle temizlemesi gerekiyordu.)
  17. She felt a rush of excitement flush through her body as she won the race. (Yarışı kazandığında vücudunda heyecan dalgası hissetti.)
  18. The sudden news caused him to flush with anger. (Ani haber onu öfkeyle kızarttı.)
  19. She had to flush the sand out of her eyes after a day at the beach. (Plajda geçirdiği bir

günün ardından gözlerindeki kumu temizlemek için çalkalamak zorunda kaldı.)
20. The cleaning solution flushed out the stains from the carpet. (Temizlik çözeltisi halıdaki lekeleri çıkardı.)

Türkçe Karşılıkları: sifon çekmek, temizlemek, su ile çalkalamak, atmak, kızarmak, dışarı çıkarmak, ayıklamak, yıkamak, korkutmak, şarap yüzüne vurmak, çalışanları ayıklamak, enfeksiyonu önlemek, heyecanlanmak, öfkeyle kızarmak, gözleri çalkalamak, lekeleri çıkarmak vb.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.