Floor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Floor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Floor İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Zemin, kat, taban

1. The floor is made of wood. (Zemin ahşaptan yapılmıştır.)
2. She was sitting on the floor. (O zemine oturuyordu.)
3. The cat was lying on the floor. (Kedi zeminde yatıyordu.)
4. He swept the floor. (O zemini süpürdü.)
5. The floor was slippery. (Zemin kaygandı.)
6. I need to mop the floor. (Zemini silmeye ihtiyacım var.)
7. The floor needs to be repaired. (Zemin tamir edilmeli.)
8. The dancers were moving gracefully across the floor. (Dansçılar zeminin üzerinde zarifçe hareket ediyorlardı.)
9. The ball bounced off the floor. (Top zeminden sekerek geri geldi.)
10. The floor was covered in mud. (Zemin çamurdan kaplanmıştı.)
11. She tripped and fell to the floor. (O tökezleyip zemine düştü.)
12. He sat cross-legged on the floor. (O çapraz bacaklarla zeminde oturdu.)
13. The floor creaked under their weight. (Zemin ağırlıkları altında gıcırdadı.)
14. I found a penny on the floor. (Zeminde bir cent buldum.)
15. The shop has marble floors. (Dükkanın mermer zemini var.)
16. The car pulled up to the third floor of the parking garage. (Araba otoparkın üçüncü katına çıktı.)
17. I could feel the cold floor beneath my feet. (Ayaklarımın altında soğuk zemin hissedebiliyordum.)
18. The floor was covered in a thick layer of dust. (Zemin kalın bir toz tabakasıyla kaplıydı.)
19. The dog was scratching at the floor. (Köpek zemine çiziyordu.)
20. The party was held on the top floor of the hotel. (Parti otelin en üst katında yapıldı.)

21. He dropped his phone and it shattered on the floor. (Telefonunu düşürdü ve zeminde paramparça oldu.)
22. The students were sitting on the floor in a circle. (Öğrenciler daire şeklinde zeminde oturuyorlardı.)
23. The floor was sticky from spilled juice. (Zemin, dökülen meyve suyu nedeniyle yapış yapıştı.)
24. She spread out a blanket on the floor for a picnic. (Piknik için zemine bir örtü serdi.)
25. The elevator stopped on the wrong floor. (Asansör yanlış katta durdu.)
26. The museum’s floor was designed to resemble a labyrinth. (Müzenin zemini labirenti andıracak şekilde tasarlandı.)
27. He felt a bump under the floorboards. (Zemin tahtalarının altında bir çıkıntı hissetti.)
28. The children were jumping up and down on the floor with excitement. (Çocuklar heyecanla zeminde zıplıyorlardı.)
29. The building’s floor plan was confusing. (Binanın kat planı kafa karıştırıcıydı.)
30. The store manager asked the employees to wax the floor. (Mağaza müdürü çalışanlardan zemini cilalamalarını istedi.)