Precipitation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precipitation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precipitation

Precipitation, yağış anlamına gelir. Atmosferde su buharının yoğunlaşarak yağmur, kar, dolu gibi şekillerde yeryüzüne düşmesi olarak tanımlanır. İşte size precipitation kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. Heavy precipitation is expected in the area tonight. (Yoğun yağış bugün gece bölgede bekleniyor.)
2. The precipitation caused flooding in the city. (Yağış, şehirde sel oluşmasına sebep oldu.)
3. The forecast says there will be little precipitation in the coming days. (Tahminlere göre önümüzdeki günlerde az yağış olacak.)
4. Precipitation levels are lower this year compared to last year. (Yağış seviyeleri, geçen yıla göre bu yıl daha düşük.)
5. The weather service issued a warning for heavy precipitation in the area. (Hava durumu servisi, bölgede yoğun yağış için uyarı yayınladı.)
6. Precipitation is essential for agriculture and plant growth. (Yağış, tarım ve bitki büyümesi için önemlidir.)
7. The snowstorm brought heavy precipitation to the region. (Kar fırtınası bölgeye yoğun yağış getirdi.)
8. The amount of precipitation varies greatly from region to region. (Yağış miktarı bölgeden bölgeye büyük ölçüde değişir.)
9. The city’s drainage system was overwhelmed by the heavy precipitation. (Şehrin drenaj sistemi yoğun yağışla başa çıkamadı.)
10. The precipitation in this area is usually highest in the spring. (Bu bölgedeki yağış genellikle baharda en yüksek seviyededir.)
11. The drought was finally broken by a period of heavy precipitation. (Kuraklık sonunda yoğun yağış dönemiyle sona erdi.)
12. Winter precipitation often causes hazardous driving conditions. (Kış yağışı sıklıkla tehlikeli sürüş koşullarına neden olur.)
13. The precipitation was not enough to alleviate the drought in the region. (Yağış, bölgedeki kuraklığı hafifletmek için yeterli değildi.)
14. The weather radar showed a band of precipitation moving towards the city. (Hava radarı, şehre doğru hareket eden bir yağış bandını gösterdi.)
15. The mountainous region receives more precipitation than the surrounding areas. (Dağlık bölge, çevre bölgelere göre daha fazla yağış alır.)
16. The precipitation

was light but steady throughout the day. (Yağış gün boyunca hafif ama sürekliydi.)
17. The lack of precipitation in the area has led to water shortages. (Bölgedeki yağışın eksikliği, su kıtlığına neden oldu.)

18. The city’s emergency services were on high alert due to the heavy precipitation. (Şehirde yoğun yağış nedeniyle acil servisler yüksek alarmdaydı.)
19. The farmer was relieved to see precipitation after a long dry spell. (Çiftçi, uzun bir kuraklıktan sonra yağış görünce rahatladı.)
20. The precipitation is expected to continue for several more hours. (Yağışın birkaç saat daha devam etmesi bekleniyor.)