Flippant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flippant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flippant Nedir?


Flippant, ciddiyetsiz veya saygısız bir şekilde konuşmak veya davranmak anlamına gelir. Bir konuda düşüncesizce ve hafife alarak konuşmak anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She made a flippant comment about the recent tragedy. (O, son zamanlarda yaşanan trajedi hakkında ciddiyetsiz bir yorum yaptı.)
  2. He has a flippant attitude towards authority. (Otoriteye karşı ciddiyetsiz bir tutumu var.)
  3. The politician’s flippant remark caused a public outcry. (Politikacının düşüncesiz yorumu halk arasında tepki gösterdi.)
  4. She was in a flippant mood and kept making jokes all day. (O, ciddiyetsiz bir ruh halindeydi ve tüm gün şaka yapmaya devam etti.)
  5. His flippant response to the question angered the interviewer. (Soruya düşüncesizce verdiği cevap röportajcıyı öfkelendirdi.)
  6. I was surprised by her flippant attitude towards her studies. (Çalışmalarına karşı ciddiyetsiz tavrı beni şaşırttı.)
  7. He made a flippant remark about the seriousness of the pandemic. (Salgının ciddiyeti hakkında düşüncesiz bir yorum yaptı.)
  8. The teacher was not amused by the student’s flippant behavior. (Öğretmen öğrencinin ciddiyetsiz davranışından hoşlanmadı.)
  9. Her flippant response to the criticism showed her lack of respect. (Eleştirilere düşüncesizce verdiği cevap saygısızlığını gösterdi.)
  10. His flippant tone during the meeting was inappropriate. (Toplantı sırasındaki düşüncesiz tavrı uygun değildi.)
  11. She made a flippant remark about the seriousness of the situation. (Durumun ciddiyeti hakkında düşüncesiz bir yorum yaptı.)
  12. He was fired for his flippant behavior towards customers. (Müşterilere karşı ciddiyetsiz davranışından dolayı işten çıkarıldı.)
  13. The flippant comment he made was taken out of context. (Yaptığı düşüncesiz yorum, bağlamından çıkarıldı.)
  14. Her flippant attitude towards the project caused delays. (Projeyle ilgili ciddiyetsiz tavrı gecikmelere neden oldu.)
  15. His flippant response to the criticism showed his lack of professionalism. (Eleştirilere düşüncesizce verdiği cevap profesyonelliğinin eksikliğini gösterdi.)
  16. She laughed at the serious topic in a flippant way. (Ciddi konuya düşüncesizce güldü.)
  17. His flippant remark offended many people. (Düşüncesiz yorumu birçok kişiyi incitti.)
  18. The comedian’s flippant jokes were not well received by the audience. (Komedyenin ciddiyets

iz şakaları izleyiciler tarafından iyi karşılanmadı.)
19. Her flippant behavior towards her coworkers caused tension in the office. (İş arkadaşlarına karşı ciddiyetsiz davranışı ofiste gerginliğe neden oldu.)

  1. The journalist’s flippant article trivialized a serious issue. (Gazetecinin düşüncesiz makalesi ciddi bir konuyu önemsizleştirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.