Flatter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flatter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flatter İle İlgili Cümleler

Flatter, bir kişinin kendini iyi hissetmesine veya onunla iyi geçinmesine neden olan iltifat veya övgü anlamına gelir.

1. She flattered him with her attention. (O, ilgisiyle onu hoşnut etti.)
2. Don’t try to flatter me, I know what you want. (Beni övmeye çalışma, ne istediğini biliyorum.)
3. He was flattered by the praise he received for his artwork. (Sanat eseri için aldığı övgülerden onur duydu.)
4. She flattered her boss to get a promotion. (Terfi almak için patronunu överek onu hoşnut etti.)
5. Flattery will get you nowhere. (Övgü, sana hiçbir yere götürmez.)
6. The salesman flattered the customer to make a sale. (Satıcı, satış yapmak için müşterisini överek onu etkiledi.)
7. He flattered her by asking for her opinion. (Onun fikrini alarak onu etkiledi.)
8. She flattered her friend by asking for her help. (Yardımını isteyerek arkadaşını etkiledi.)
9. His flattery was so obvious that it was almost insulting. (Övgüsü o kadar açık ki neredeyse aşağılayıcıydı.)
10. She flattered him by wearing the dress he bought her. (Ona aldığı elbiseyi giyerek onu etkiledi.)
11. The politician flattered the audience with promises he couldn’t keep. (Politikacı, tutamayacağı sözlerle izleyicileri etkiledi.)
12. She flattered herself by thinking she was the most important person in the room. (Odada en önemli kişi olduğunu düşünerek kendisini övdü.)
13. His flattery was so over-the-top that it made her uncomfortable. (Övgüsü o kadar abartılıydı ki onu rahatsız etti.)
14. The actress was flattered by the attention of the paparazzi. (Paparazzilerin ilgisinden onur duydu.)
15. He flattered his girlfriend with a romantic dinner. (Romantik bir akşam yemeğiyle kız arkadaşını etkiledi.)
16. She flattered her professor to get a good grade. (İyi bir not almak için profesörünü övdü.)
17. Flattery is not always sincere. (Övgü her zaman samimi olmayabilir.)
18. He flattered himself by thinking he was the best player on the team. (Takımdaki en iyi oyuncu olduğunu düşünerek kendisini övdü.)
19. She flattered her mother by telling her how much she admired her. (Onu ne kadar takdir ettiğini söyleyerek annesini etkiledi.)
20. Flattery can be a useful tool in social situations. (Övgü, sosyal durumlarda kullanışlı bir araç olabilir.)

21. She flattered her co-worker to get her to do her share of the work. (Kendisine düşen işi yapması için iş arkadaşını överek onu etkiledi.)
22. He flattered the interviewer to increase his chances of getting the job. (Mülakatçıyı överek işi alma şansını arttırmaya çalıştı.)
23. She flattered her date by telling him he looked handsome. (Tarihi yakışıklı olduğunu söyleyerek onu etkiledi.)
24. Flattery is often used to manipulate people. (Övgü, insanları manipüle etmek için sıkça kullanılır.)
25. He flattered his in-laws to gain their approval. (Kayınvalidesinin onayını almak için onları övdü.)
26. She flattered her boss’s wife to get on her good side. (Patronunun eşini överek onun gözünde iyi bir izlenim bıraktı.)
27. Flattery is a common tool used in advertising. (Övgü, reklamlarda sık kullanılan bir araçtır.)
28. He flattered his girlfriend by telling her she was the most beautiful woman he had ever seen. (Gördüğü en güzel kadın olduğunu söyleyerek kız arkadaşını etkiledi.)
29. She flattered her professor to get a letter of recommendation. (Referans mektubu almak için profesörünü övdü.)
30. Flattery can sometimes backfire and have the opposite effect. (Övgü, bazen ters tepebilir ve tam tersi etki yapabilir.)