Power İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Power İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Power

Power, İngilizcede “güç” anlamına gelmektedir. Bu kelime çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Aşağıda “power” kelimesinin 20 örnek cümlesi ve Türkçe anlamları bulunmaktadır:

  1. The power went out during the storm. (Güç fırtına sırasında kesildi.)
  2. She has the power to make her own decisions. (Kendi kararlarını verme gücüne sahip.)
  3. The engine has a lot of power. (Motor çok güçlü.)
  4. The president has the power to veto bills. (Başkan faturaları veto etme gücüne sahip.)
  5. He was elected to power in the last election. (Son seçimde iktidara seçildi.)
  6. The windmill generates power for the entire town. (Rüzgar türbini kasaba için güç üretir.)
  7. She’s a very powerful speaker. (Çok etkileyici bir konuşmacı.)
  8. The company has a lot of buying power. (Şirketin çok fazla satın alma gücü var.)
  9. He used his power to influence the decision. (Kararı etkilemek için gücünü kullandı.)
  10. She has a power over him that he can’t resist. (Onun üzerinde direnemeyeceği bir gücü var.)
  11. The power of the explosion was felt for miles. (Patlamanın gücü mil öteden hissedildi.)
  12. Solar power is becoming more popular. (Güneş enerjisi giderek daha popüler hale geliyor.)
  13. He has a lot of economic power in the industry. (Endüstride çok fazla ekonomik güce sahip.)
  14. The athlete has a lot of physical power. (Sporcu çok fazla fiziksel güce sahip.)
  15. She’s trying to power through the pain. (Acıya dayanarak güçlenmeye çalışıyor.)
  16. He was stripped of his power after the scandal. (Skandalın ardından gücü elinden alındı.)
  17. The power of suggestion can be very strong. (Önerinin gücü çok güçlü olabilir.)
  18. The train runs on electric power. (Tren elektrik gücüyle çalışır.)
  19. The country has a lot of military power. (Ülkenin çok fazla askeri gücü var.)
  20. She used her power for good, not evil. (Gücünü kötülük yerine iyilik için kullandı.)
  1. He’s trying to power up his laptop before the meeting. (Toplantıdan önce laptop’unu açmaya çalışıyor.)
  2. The power of music can be transformative. (Müziğin gücü dönüştürücü olabilir.)
  3. The company is looking to expand its power in the market. (Şirket, pazar gücünü genişletmeyi planlıyor.)
  4. The athlete’s power came from years of training. (Sporcunun gücü yıllarca antrenman yapmasından kaynaklandı.)
  5. The power struggle between the two leaders was intense. (İki lider arasındaki güç mücadelesi yoğundu.)
  6. The power of nature is awe-inspiring. (Doğanın gücü hayranlık uyandırıcıdır.)
  7. The wind power project was approved by the government. (Rüzgar enerjisi projesi hükümet tarafından onaylandı.)
  8. The power of love can conquer all obstacles. (Aşkın gücü tüm engelleri aşabilir.)
  9. The new machine has more processing power than the old one. (Yeni makine, eskiye göre daha fazla işlem gücüne sahip.)
  10. The power of forgiveness can be liberating. (Bağışlamanın gücü özgürleştirici olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.