Pouty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pouty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pouty kelimesi nedir?

Pouty kelimesi Türkçede “suratsız, somurtkan” gibi anlamlara gelir. Bir kişinin huysuz, kırılgan veya küskün olduğunu ifade etmek için kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1.

She looked pouty when she found out she didn’t get the job.

(İş alamayacağını öğrendiğinde somurtuk bakışlı göründü.)

2.

He gets pouty whenever he doesn’t get his way.

(Onun istediği olmadığında her zaman suratsızlaşır.)

3.

The child had a pouty face after being scolded by his mother.

(Annesi tarafından azarlandıktan sonra çocuğun yüzü somurtuktu.)

4.

She gave him a pouty look when he forgot their anniversary.

(Yıldönümlerini unuttuğunda ona suratsız bir bakış attı.)

5.

The pouty actress refused to take any more questions from the press.

(Somurtkan oyuncu basından başka soru almamayı reddetti.)

6.

The pouty customer complained about the service at the restaurant.

(Somurtkan müşteri restorandaki hizmetten şikayet etti.)

7.

He wore a pouty expression when his team lost the game.

(Takımı maçı kaybettiğinde somurtuk bir ifade takındı.)

8.

The pouty child refused to eat his vegetables.

(Somurtkan çocuk sebzelerini yemeyi reddetti.)

9.

She had a pouty attitude all day after getting into an argument with her friend.

(Arkadaşıyla tartıştıktan sonra tüm gün somurtuk bir tavır sergiledi.)

10.

The pouty teenager slammed her bedroom door after her parents told her she couldn’t go out with her friends.

(Arkadaşlarıyla dışarı çıkamayacağını söyleyen ebeveynlerinin ardından somurtarak odasına kapıyı kapattı.)

11.

He had a pouty look on his face when he realized he forgot his phone at home.

(Evinde telefonunu unuttuğunu fark ettiğinde yüzünde somurtuk bir ifade vardı.)

12.

The pouty model refused to wear the outfit that was chosen for her.

(Somurtkan model, onun için seçilen kıyafeti giymeyi reddetti.)

13.

The pouty child wouldn’t share her toys with the other kids at the playground.

(Somurtkan çocuk, oyun parkında diğer çocuklarla oyuncaklarını paylaşmak istemedi.)

14.

She had a pouty expression on her face when her date was late.

(Randevusu geç kaldığında yüzünde somurtuk bir ifade vardı.)

15.

The pouty employee complained about having to work overtime.

(Somurtkan çalışan, fazla mesai yapmak zorunda olmaktan şikayet etti.)

16.

The pouty cat refused to eat the new brand of cat food.

(Somurtkan kedi, yeni marka kedi mamasını yemeyi reddetti.)

17.

He had a pouty look on his face when he was told he couldn’t go to the concert.

(Konsere gidemeyeceği söylendiğinde yüzünde somurtuk bir ifade vardı.)

18.

The pouty child refused to apologize for breaking the vase.

(Somurtkan çocuk, vazoyu kırdığı için özür dilemeyi reddetti.)

19.

She had a pouty attitude towards her coworkers after being passed over for a promotion.

(Terfi edilmemesinin ardından iş arkadaşlarına karşı somurtuk bir tutum sergiledi.)

20.

The pouty toddler refused to go to bed.

(Somurtkan çocuk yatmaya gitmeyi reddetti.)