Fissure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fissure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fissure Nedir?


Fissure, Türkçe karşılığı çatlak veya yarık olan İngilizce bir kelime. Fissure, genellikle yüzeyler arasındaki derin çatlak veya yarıklar için kullanılır. Özellikle deri çatlaklarında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. He fell and got a deep fissure on his knee. (Dizinde derin bir çatlak oluştu.)
  2. The earthquake caused a fissure in the ground. (Deprem yerde bir çatlak meydana getirdi.)
  3. The doctor diagnosed the fissure in my tooth. (Doktor dişimdeki çatlağı teşhis etti.)
  4. The dry weather caused fissures in the soil. (Kuru hava toprakta çatlaklara sebep oldu.)
  5. The climber had to cross a dangerous fissure to reach the summit. (Tırmanıcı zirveye ulaşmak için tehlikeli bir çatlağı geçmek zorunda kaldı.)
  6. The old house had a large fissure in the wall. (Eski evin duvarında büyük bir çatlak vardı.)
  7. The fissure in the rock provided a hiding place for the animals. (Kayaçtaki çatlak hayvanlar için bir saklanma yeriydi.)
  8. The volcanic eruption created a fissure in the mountain. (Volkanik patlama dağda bir çatlak oluşturdu.)
  9. The fissure in the glass caused it to break. (Camdaki çatlak onun kırılmasına neden oldu.)
  10. The fissure in the glacier was widening every year. (Buzuldaki çatlak her yıl genişliyordu.)
  11. The diver explored the fissures in the ocean floor. (Dalışçı okyanus tabanındaki çatlakları keşfetti.)
  12. The fissure in the road caused a traffic jam. (Yoldaki çatlak trafik sıkışıklığına neden oldu.)
  13. The fissure in the dam caused a leak. (Barajdaki çatlak sızıntıya neden oldu.)
  14. The fissure in the relationship between the two countries was deepening. (İki ülke arasındaki ilişkilerdeki çatlak derinleşiyordu.)
  15. The fissure in the business partnership led to its dissolution. (İş ortaklığındaki çatlak dağılmasına yol açtı.)
  16. The fissure in the ice was a sign of danger. (Buzdaki çatlak tehlike işaretiydi.)
  17. The fissure in the fabric of society was becoming more visible. (Toplumun dokusundaki çatlak daha belirgin hale geliyordu.)
  18. The fissure in the rock was home to a rare plant species. (Kayaçtaki çatlak nadir bir bitki türüne ev sahipliği yapıyordu.)
  19. The fissure in the wall allowed a cool breeze to enter the room. (Duvarındaki çatlak serin bir rüzgarın odaya girmesine izin verdi.)
  20. The

fissure in the earth’s crust was responsible for the formation of the Grand Canyon. (Yerkabuğundaki çatlak Büyük Kanyon’un oluşumundan sorumluydu.)

Türkçe Çevirileri:

  1. Dizinde derin bir çatlak oluştu.
  2. Deprem yerde bir çatlak meydana getirdi.
  3. Doktor dişimdeki çatlağı teşhis etti.
  4. Kuru hava toprakta çatlaklara sebep oldu.
  5. Tırmanıcı zirveye ulaşmak için tehlikeli bir çatlağı geçmek zorunda kaldı.
  6. Eski evin duvarında büyük bir çatlak vardı.
  7. Kayaçtaki çatlak hayvanlar için bir saklanma yeriydi.
  8. Volkanik patlama dağda bir çatlak oluşturdu.
  9. Camdaki çatlak onun kırılmasına neden oldu.
  10. Buzuldaki çatlak her yıl genişliyordu.
  11. Dalışçı okyanus tabanındaki çatlakları keşfetti.
  12. Yoldaki çatlak trafik sıkışıklığına neden oldu.
  13. Barajdaki çatlak sızıntıya neden oldu.
  14. İki ülke arasındaki ilişkilerdeki çatlak derinleşiyordu.
  15. İş ortaklığındaki çatlak dağılmasına yol açtı.
  16. Buzdaki çatlak tehlike işaretiydi.
  17. Toplumun dokusundaki çatlak daha belirgin hale geliyordu.
  18. Kayaçtaki çatlak nadir bir bitki türüne ev sahipliği yapıyordu.
  19. Duvarındaki çatlak serin bir rüzgarın odaya girmesine izin verdi.
  20. Yerkabuğundaki çatlak Büyük Kanyon’un oluşumundan sorumluydu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.