Possess İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Possess İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Possess (Sahip Olmak)

Possess kelimesi, bir şeyin sahibi olmak veya bir özelliği veya niteliği taşımak anlamında kullanılan bir fiildir.

1. My sister possesses a beautiful voice. (Kız kardeşim güzel bir sese sahiptir.)
2. The company possesses a vast collection of books. (Şirket geniş bir kitap koleksiyonuna sahiptir.)
3. He possesses great intelligence. (O, büyük bir zekaya sahiptir.)
4. The actress possesses incredible acting skills. (Oyuncu inanılmaz oyunculuk yeteneklerine sahiptir.)
5. I don’t possess any musical talent. (Müzikal yeteneğim yok.)
6. The museum possesses some rare artifacts. (Müze nadir eserlere sahiptir.)
7. She possesses a strong work ethic. (O, güçlü bir çalışma etiğine sahiptir.)
8. The athlete possesses impressive speed and strength. (Sporcu etkileyici bir hız ve güce sahiptir.)
9. He possesses a vast knowledge of history. (O, geniş bir tarihi bilgi birikimine sahiptir.)
10. The painting possesses a certain charm. (Tablo belli bir çekiciliğe sahiptir.)
11. They possess a lot of wealth. (Onların çok fazla serveti var.)
12. The car possesses a powerful engine. (Araba güçlü bir motora sahiptir.)
13. She possesses excellent communication skills. (O, mükemmel iletişim becerilerine sahiptir.)
14. The restaurant possesses a cozy atmosphere. (Restoran sıcak bir atmosfere sahiptir.)
15. He possesses a rare collection of stamps. (O, nadir bir pul koleksiyonuna sahiptir.)
16. The hotel possesses a stunning view of the ocean. (Otel, okyanusun muhteşem manzarasına sahiptir.)
17. The plant possesses medicinal properties. (Bitki tıbbi özelliklere sahiptir.)
18. She possesses a kind and generous heart. (O, nazik ve cömert bir kalbe sahiptir.)
19. The computer possesses advanced features. (Bilgisayar ileri özelliklere sahiptir.)
20. He possesses a unique sense of humor. (O, benzersiz bir mizah anlayışına sahiptir.)

21. The museum possesses a wide range of art from different periods. (Müze, farklı dönemlerden geniş bir sanat koleksiyonuna sahiptir.)
22. She possesses a calm and composed demeanor. (O, sakin ve toplu bir tavıra sahiptir.)
23. The city possesses a rich cultural heritage. (Şehir, zengin bir kültürel mirasa sahiptir.)
24. He possesses a strong sense of determination. (O, güçlü bir kararlılık hissine sahiptir.)
25. The phone possesses a high-quality camera. (Telefon, yüksek kaliteli bir kameraya sahiptir.)
26. She possesses a deep understanding of human behavior. (O, insan davranışlarının derin bir anlayışına sahiptir.)
27. The novel possesses a gripping plot. (Roman, sürükleyici bir hikayeye sahiptir.)
28. He possesses a rare talent for playing the piano. (O, piyano çalmak için nadir bir yeteneğe sahiptir.)
29. The company possesses a strong reputation in the industry. (Şirket, endüstride güçlü bir itibara sahiptir.)
30. She possesses a contagious enthusiasm for life. (O, yaşama bulaşıcı bir coşkuyla sahiptir.)