Filcher İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Filcher İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Filcher Nedir?

Filcher, bir şeyleri çalmak, hırsızlık yapmak anlamında kullanılan bir İngilizce fiildir.

Anlamı:

Filcher, sahip olmadığı bir şeyi çalmak ya da kötü amaçlı olarak ele geçirmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1.

Mary realized that her wallet was missing and suspected that someone had filched it from her bag.

(Mary cüzdanının eksik olduğunu fark etti ve birinin onu çantasından çaldığını düşündü.)

2.

The employee was caught filching office supplies from the company’s store room.

(Çalışan şirketin depo odasından ofis malzemelerini çaldığı için yakalandı.)

3.

The pickpocket managed to filch the tourist’s passport without being noticed.

(Hırsız turistin pasaportunu fark edilmeden çalmayı başardı.)

4.

The students were caught filching answers from each other during the exam.

(Öğrenciler sınav sırasında birbirlerinden cevaplar çalmakla suçlandılar.)

5.

He filched some money from his sister’s purse when she wasn’t looking.

(Kardeşi bakmazken onun cüzdanından biraz para çaldı.)

6.

The thief was able to filch the diamond ring from the display case.

(Hırsız mücevher vitrininden elmas yüzüğü çalmayı başardı.)

7.

He was accused of filching ideas from other people’s research.

(Başkalarının araştırmalarından fikirler çalmakla suçlandı.)

8.

The art collector was disappointed to find that the painting he had purchased was filched.

(Sanat koleksiyoncusu satın aldığı tablonun çalıntı olduğunu öğrenince hayal kırıklığına uğradı.)

9.

The cashier was caught filching money from the register.

(Kasiyer kayıttan para çalmakla yakalandı.)

10.

She filched a piece of cake from the bakery without paying for it.

(O, pastaneden ödeme yapmadan bir dilim pasta çaldı.)

11.

The thief filched the watch from the jewelry store and ran out before anyone could catch him.

(Hırsız saatçiden saati

çaldı ve kimse onu yakalayamadan kaçtı.)

12.

The hacker was able to filch confidential information from the company’s database.

(Hacker şirketin veritabanından gizli bilgi çalmayı başardı.)

13.

The con artist filched money from unsuspecting victims by posing as a charity worker.

(Dolandırıcı, hayırsever bir çalışan gibi davranarak şüphelenmeyen kurbanlardan para çaldı.)

14.

The security guard caught the shoplifter filching items from the store.

(Güvenlik görevlisi, mağazadan eşya çalmakla suçlanan hırsızı yakaladı.)

15.

The young boy filched a candy bar from the convenience store and ran out.

(Genç çocuk, bakkaldan bir şeker çubuğu çaldı ve dışarı kaçtı.)

16.

The art thief filched a valuable painting from the museum and escaped undetected.

(Sanat hırsızı müzeden değerli bir tablo çaldı ve fark edilmeden kaçtı.)

17.

The student was expelled from the university for filching another student’s research paper.

(Öğrenci, başka bir öğrencinin araştırma kağıdını çalmakla suçlandığı için üniversiteden atıldı.)

18.

The thief was caught filching food from the grocery store and was arrested.

(Hırsız marketten yiyecek çalmakla yakalandı ve tutuklandı.)

19.

The employee was fired for filching office supplies from the company.

(Çalışan şirketten ofis malzemeleri çalmakla suçlandığı için işten çıkarıldı.)

20.

The pickpocket was skilled at filching wallets and purses from unsuspecting victims.

(Hırsız, şüphelenmeyen kurbanların cüzdan ve çantalarını çalmada ustaydı.)