Adequately İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adequately İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adequately Nedir?

Adequately kelimesi, bir şeyin yeterli bir şekilde yapılması veya gerçekleştirilmesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was able to adequately answer all of the questions on the exam. (Sınavdaki tüm sorulara yeterli bir şekilde cevap verebildi.)
  2. He didn’t adequately prepare for the presentation, and it showed in his performance. (Sunum için yeterli bir şekilde hazırlanmadı ve performansına yansıdı.)
  3. The company is struggling to adequately staff its customer service department. (Şirket, müşteri hizmetleri departmanını yeterli bir şekilde personelle doldurmakta zorlanıyor.)
  4. We need to adequately address the issue before it becomes a bigger problem. (Sorunu daha büyük bir problem haline gelmeden önce yeterli bir şekilde ele almalıyız.)
  5. The food was adequately seasoned, but it could have used a little more salt. (Yemek yeterli bir şekilde baharatlandırılmıştı, ama biraz daha tuz kullanılabilirdi.)
  6. The new equipment will adequately meet our production needs. (Yeni ekipman, üretim ihtiyaçlarımızı yeterli bir şekilde karşılayacak.)
  7. She dressed adequately for the weather, wearing a warm coat and gloves. (Hava koşullarına yeterli bir şekilde hazırlanarak, sıcak bir ceket ve eldiven giydi.)
  8. The hotel provided adequate accommodations for our stay. (Otel, konaklamamız için yeterli konaklama imkanları sağladı.)
  9. The instructions were adequately clear for me to follow. (Takip

    etmek için yeterli bir şekilde netti.)

  10. The team didn’t perform adequately in the first half of the game, but they made up for it in the second half. (Takım, oyunun ilk yarısında yeterli bir şekilde performans sergilemedi, ama ikinci yarıda telafi ettiler.)
  11. The budget is adequate to cover our expenses for the trip. (Bütçe, seyahat masraflarımızı karşılamak için yeterli.)
  12. He didn’t speak adequate Spanish to have a conversation with the locals. (Yerli halkla konuşmak için yeterli İspanyolca bilmiyordu.)
  13. The storage space was adequate for our needs. (Depolama alanı, ihtiyaçlarımız için yeterliydi.)
  14. The teacher provided adequate feedback on the students’ assignments. (Öğretmen, öğrencilerin ödevleri üzerine yeterli geri bildirim sağladı.)
  15. The meeting was adequately productive, and we were able to make some important decisions. (Toplantı, yeterli bir şekilde verimliydi ve bazı önemli kararlar alabildik.)
  16. The team needs to practice adequately before the big game. (Büyük oyundan önce, takımın yeterli bir şekilde antrenman yapması gerekiyor.)
  17. The research was not adequately funded, so the results were inconclusive. (Araştırma yeterli bir şekilde finanse edilmedi, bu yüzden sonuçlar kesin değildi.)
  18. The presentation was adequate, but it could have been more engaging. (Sunum yeterliydi, ancak daha ilgi çekici olabilirdi.)
  19. The instructions

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.