Feather İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Feather İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Feather Nedir?

Feather, kuşların vücutlarında bulunan ve uçuşlarını sağlayan hafif ve tüysü yapıdaki bir malzemedir.

Örnek Cümleler:

1. The bird’s feather was a beautiful shade of blue. (Kuşun tüyü güzel bir mavi renkteydi.)
2. She wore a feather in her hair for the wedding. (Düğün için saçında tüy taktı.)
3. The pillow was filled with feathers for extra softness. (Yastık, ekstra yumuşaklık için tüylerle doluydu.)
4. The peacock’s feathers were vibrant and eye-catching. (Tavus kuşunun tüyleri canlı ve göz alıcıydı.)
5. She was tickled with a feather during the prank. (Şaka sırasında bir tüy ile gıdıklandı.)
6. The feather floated gently to the ground. (Tüy hafifçe yere doğru süzüldü.)
7. He used a feather duster to clean the shelves. (Rafı temizlemek için tüylü bir süpürge kullandı.)
8. The costume was adorned with feathers to create a dramatic effect. (Kostüm, dramatik bir etki yaratmak için tüylerle süslenmişti.)
9. The pen had a feather quill for writing. (Kalem, yazmak için bir tüy kalem kullandı.)
10. The pillow fight sent feathers flying everywhere. (Yastık savaşı, tüyleri her yere saçtı.)
11. She collected feathers from different birds for her art project. (Sanat projesi için farklı kuşlardan tüyler topladı.)
12. The feather boa completed her glamorous outfit. (Tüy boa, onun gösterişli kıyafetini tamamladı.)
13. He was so light as a feather that he could easily be lifted. (O kadar hafifti ki kolayca kaldırılabilirdi.)
14. The pillowcase was embroidered with delicate feathers. (Yastık kılıfı zarif tüylerle işlenmişti.)
15. The carnival dancer wore a headdress made of feathers. (Karnaval dansçısı tüylerden yapılmış bir başlık takmıştı.)
16. The feathered wings of the angel costume looked stunning. (Melek kostümünün tüylü kanatları muhteşem görünüyordu.)
17. The goose feather was used to make a quill pen. (Kaz tüyü, bir tüy kalemi yapmak için kullanıldı.)
18. The bird’s feathers were ruffled by the strong wind. (Kuşun tüyleri şiddetli rüzgar tarafından çırpıldı.)
19. The feathered arrow was shot towards the target. (Tüylü ok hedefe doğru ateşlendi.)
20. She found a feather on the trail and wondered which bird it belonged to. (Patikada bir tüy buldu ve hangi kuşa ait olduğunu merak etti.)

Türkçe Karşılıkları:

1. The bird’s feather was a beautiful shade of blue. (Kuşun tüyü güzel bir mavi renkteydi.)
2. She wore a feather in her hair for the wedding. (Düğün için saçında tüy taktı.)
3. The pillow was filled with feathers for extra softness. (Yastık, ekstra yumuşaklık için tüylerle doluydu.)
4. The peacock’s feathers were vibrant and eye-catching. (Tavus kuşunun tüyleri canlı ve göz alıcıydı.)
5. She was tickled with a feather during the prank. (Şaka sırasında bir tüy ile gıdıklandı.)
6. The feather floated gently to the ground. (Tüy hafifçe yere doğru süzüldü.)
7. He used a feather duster to clean the shelves. (Rafı temizlemek için tüylü bir süpürge kullandı.)
8. The costume was adorned with feathers to create a dramatic effect. (Kostüm, dramatik bir etki yaratmak için tüylerle süslenmişti.)
9. The pen had a feather quill for writing. (Kalem, yazmak için bir tüy kalem kullandı.)
10. The pillow fight sent feathers flying everywhere. (Yastık savaşı, tüyleri her yere saçtı.)
11. She collected feathers from different birds for her art project. (Sanat projesi için farklı kuşlardan tüyler topladı.)
12. The feather boa completed her glamorous outfit. (Tüy boa, onun gösterişli kıyafetini tamamladı.)
13. He was so light as a feather that he could easily be lifted. (O kadar hafifti ki kolayca kaldırılabilirdi.)
14. The pillowcase was embroidered with delicate feathers. (Yastık kılıfı zarif tüylerle işlenmişti.)
15. The carnival dancer wore a headdress made of feathers. (Karnaval dansçısı tüylerden yapılmış bir başlık takmıştı.)
16. The feathered wings of the angel costume looked stunning. (Melek kostümünün tüylü kanatları muhteşem görünüyordu.)
17. The goose feather was used to make a quill pen. (Kaz tüyü, bir tüy kalemi yapmak için kullanıldı.)
18. The bird’s feathers were ruffled by the strong wind. (Kuşun tüyleri şiddetli rüzgar tarafından çırpıldı.)
19. The feathered arrow was shot towards the target. (Tüylü ok hedefe doğru ateşlendi.)
20. She found a feather on the trail and wondered which bird it belonged to. (Patikada bir tüy buldu ve hangi kuşa ait olduğunu merak etti.)