Accrue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accrue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accrue Nedir?

Accrue, “birikmek” veya “oluşmak” anlamına gelen bir fiildir. Finansal bağlamda, faiz, gelir, borç vb. gibi şeylerin birikmesi anlamında da kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I will accrue my vacation days until the end of the year.
   (Tatil günlerimi yıl sonuna kadar biriktireceğim.)
2. Interest will accrue on the balance of the account.
   (Hesap bakiyesinde faiz birikir.)
3. She was surprised to see how quickly the bills had accrued.
   (Faturaların ne kadar çabuk biriktiğine şaşırdı.)
4. He hoped to accrue enough experience to be promoted.
   (Terfi edebilmek için yeterli deneyim biriktirmeyi umdu.)
5. The company’s profits began to accrue after the new product launch.
   (Yeni ürün lansmanından sonra şirketin karı birikmeye başladı.)
6. Interest will accrue daily on your credit card balance.
   (Kredi kartı bakiyenizde günlük faiz birikir.)
7. She has accrued a lot of knowledge in her field over the years.
   (Yıllar boyunca alanında çok bilgi biriktirdi.)
8. The benefits of exercise will accrue over time.
   (Egzersizin faydaları zamanla birikecek.)
9. She accrued a huge debt while studying abroad.
   (Yurt dışında okurken büyük bir borç birikti.)
10. Interest will accrue on the loan until it is paid off.
    (Kredi ödenene kadar faiz birikecek.)
11. The snow continued to accrue throughout the day.
    (Kar gün boyunca birikmeye devam etti.)
12. She hopes to accrue enough savings to buy a house.
    (Ev satın almak için yeterli tasarruf biriktirmeyi umuyor.)
13. The team’s points will accrue throughout the season.
    (Takımın puanları sezon boyunca birikecek.)
14. The benefits of a healthy lifestyle will accrue over time.
    (Sağlıklı bir yaşam tarzının faydaları zamanla birikecektir.)
15. The company’s reputation has accrued over many years of hard work.
    (Şirketin ünü, yıllarca süren zorlu çalışmanın bir sonucu olarak birikti.)
16. She was surprised to see how much interest had accrued on her savings account.
    (Birikim hesabındaki faiz miktarına şaşırdı.)
17. The benefits of learning a second language will accrue over a lifetime.
    (İkinci bir dil öğrenmenin faydaları ömür boyu birikecektir.)
18. The company’s losses have accrued over several quarters.
    (Şirketin kayıpları birkaç çeyrek boyunca birikti.)
19. She accrued a lot of debt while

attending college.
(Koleje devam ederken çok borç biriktirdi.)
20. The benefits of investing in a retirement account will accrue over time.
(Emeklilik hesabına yatırım yapmanın faydaları zamanla birikecektir.)