Faultless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Faultless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Faultless Nedir?

Faultless kelimesi Türkçe’de “kusursuz, hatasız” anlamına gelir.

Faultless İle İlgili 20 Örnek Cümle:

1. The chef’s presentation of the dish was faultless. (Aşçının yemeği sunumu kusursuzdu.)
2. His performance on the exam was faultless. (Sınavdaki performansı hatasızdı.)
3. The athlete’s execution of the routine was faultless. (Sporcunun hareketleri kusursuzdu.)
4. The company’s record on safety was faultless. (Şirketin güvenlik kaydı hatasızdı.)
5. Her diction in the play was faultless. (Oyunlardaki diksiyonu kusursuzdu.)
6. The concert was a faultless performance. (Konser kusursuz bir performanstı.)
7. The product’s design was faultless. (Ürünün tasarımı hatasızdı.)
8. The actor’s portrayal of the character was faultless. (Oyuncunun karakteri canlandırması kusursuzdu.)
9. The pilot’s landing was faultless. (Pilotun inişi hatasızdı.)
10. The artist’s use of color was faultless. (Sanatçının renk kullanımı kusursuzdu.)
11. The musician’s execution of the piece was faultless. (Müzisyenin eserin çalınması kusursuzdu.)
12. The teacher’s explanation of the concept was faultless. (Öğretmenin kavramı açıklaması hatasızdı.)
13. The building’s construction was faultless. (Binanın yapımı kusursuzdu.)
14. The dancer’s performance was faultless. (Dansçının performansı kusursuzdu.)
15. The writer’s use of language was faultless. (Yazarın dil kullanımı kusursuzdu.)
16. The car’s handling was faultless. (Arabanın kullanımı hatasızdı.)
17. The speaker’s delivery of the speech was faultless. (Konuşmacının konuşmanın sunumu kusursuzdu.)
18. The singer’s rendition of the song was faultless. (Şarkıcının şarkıyı yorumlaması kusursuzdu.)
19. The engineer’s design was faultless. (Mühendisin tasarımı kusursuzdu.)
20. The customer service was faultless. (Müşteri hizmetleri kusursuzdu.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde “faultless” kelimesi kusursuz ve hatasız anlamlarında kullanılmıştır.

Additional Examples:

1. The new product was launched with a faultless marketing campaign. (Yeni ürün, kusursuz bir pazarlama kampanyasıyla piyasaya sürüldü.)
2. The team’s communication during the project was faultless. (Proje sürecinde takımın iletişimi kusursuzdu.)
3. The athlete’s performance was faultless, earning her a gold medal. (Sporcunun performansı kusursuzdu ve altın madalya kazandı.)
4. The organization’s financial records were found to be faultless. (Kuruluşun mali kayıtları kusursuz bulundu.)
5. The dancer’s technique was faultless, impressing the judges. (Dansçının tekniği kusursuzdu ve hakemleri etkiledi.)
6. The chef’s meal was faultless, leaving the diners satisfied. (Aşçının yemeği kusursuzdu ve misafirler memnun kaldı.)
7. The project was completed with faultless precision. (Proje hatasız bir hassasiyetle tamamlandı.)
8. The singer’s voice was faultless, stunning the audience. (Şarkıcının sesi kusursuzdu ve izleyicileri şaşırttı.)
9. The painting’s brushstrokes were faultless, capturing the essence of the subject. (Tablonun fırça darbeleri kusursuzdu ve konunun özünü yakaladı.)
10. The lawyer’s argument was faultless, winning the case. (Avukatın argümanı kusursuzdu ve davayı kazandırdı.)
11. The software was designed with faultless functionality, making it user-friendly. (Yazılım, hatasız bir işlevsellikle tasarlandı ve kullanıcı dostu oldu.)
12. The architect’s plans were faultless, resulting in a beautiful building. (Mimarın planları kusursuzdu ve güzel bir bina ortaya çıktı.)
13. The mechanic’s repair work was faultless, fixing the car’s problem. (Mekanikçinin onarım işi kusursuzdu ve aracın sorununu çözdü.)
14. The writer’s plot was faultless, creating a captivating story. (Yazarın kurgusu kusursuzdu ve büyüleyici bir hikaye oluşturdu.)
15. The presentation was given with faultless timing, keeping the audience engaged. (Sunum, hatasız bir zamanlama ile yapıldı ve izleyiciler ilgili kaldı.)
16. The musician’s performance was faultless, receiving a standing ovation. (Müzisyenin performansı kusursuzdu ve ayakta alkışlandı.)
17. The teacher’s lesson plan was faultless, effectively teaching the material. (Öğretmenin ders planı kusursuzdu ve materyali etkili bir şekilde öğretti.)
18. The athlete’s form was faultless, setting a new world record. (Sporcunun formu kusursuzdu ve yeni bir dünya rekoru kırdı.)
19. The customer service representative’s response was faultless, resolving the issue. (Müşteri hizmetleri temsilcisinin cevabı kusursuzdu