Accomplishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Accomplishment
Accomplishment means something that has been successfully completed or achieved.
- She felt a great sense of accomplishment after finishing her first marathon.
(İlk maratonunu tamamladıktan sonra büyük bir başarı hissi hissetti.) - Graduating from university was his greatest accomplishment.
(Üniversiteden mezun olmak en büyük başarısıydı.) - Winning the championship was a great accomplishment for the team.
(Şampiyonluğu kazanmak takım için büyük bir başarıydı.) - Starting his own business was a huge accomplishment for him.
(Kendi işini kurmak onun için büyük bir başarıydı.) - Finishing the project on time was a major accomplishment for the team.
(Proje zamanında tamamlanmak takım için önemli bir başarıydı.) - Getting a promotion was a significant accomplishment in her career.
(Bir terfi almak kariyerinde önemli bir başarıydı.) - Winning the Nobel Prize was the pinnacle of his accomplishments.
(Nobel Ödülü’nü kazanmak onun başarılarının doruk noktasıydı.) - Learning to play the guitar was a personal accomplishment for him.
(Gitar çalmayı öğrenmek onun için kişisel bir başarıydı.) - Finishing a book was a great accomplishment for the author.
(Bir kitabı tamamlamak yazar için büyük bir başarıydı.) - Climbing Mount Everest was a remarkable accomplishment for the team.
(Everest Dağı’na tırmanmak takım için dikkate değer bir başarıydı.) - Winning an Olympic medal was the ultimate accomplishment for the athlete.
(Olimpiyat madalyası kazanmak sporcu için en büyük başarıydı.) - Saving a life was a heroic accomplishment for the doctor.
(Bir hayatı kurtarmak doktor için kahramanca bir başarıydı.) - Graduating with honors was a great accomplishment for the student.
(Onur derecesiyle mezun olmak öğrenci için büyük bir başarıydı.) - Building a successful business from scratch was a significant accomplishment for the entrepreneur.
(Sıfırdan başarılı bir iş kurmak girişimci için önemli bir başarıydı.) - Winning a Grammy Award was a major accomplishment for the musician.
(Grammy Ödülü kazanmak müzisyen için önemli bir başarıydı.) - Completing a marathon was a personal accomplishment for her.
(Bir maratonu tamamlamak onun için kişisel bir başarıydı.) - Writing a novel was a lifelong
dream and a great accomplishment for the author.
(Bir roman yazmak yazarın ömür boyu süren bir hayaliydi ve büyük bir başarıydı.)
18. Winning a Pulitzer Prize was the highest accomplishment for the journalist.
(Pulitzer Ödülü’nü kazanmak gazeteci için en büyük başarıydı.)
- Making a significant contribution to science was a remarkable accomplishment for the researcher.
(Bilime önemli bir katkı yapmak araştırmacı için dikkate değer bir başarıydı.) - Overcoming his fear of public speaking was a personal accomplishment for him.
(Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmek onun için kişisel bir başarıydı.)
Hemen Yorum Yaz