Fatherly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Fatherly Nedir?
Fatherly, “baba gibi, baba gibi davranan, baba gibi hissettiren” anlamlarına gelen sıfat bir kelime olarak kullanılır.
Örnek cümleler:
- My grandfather has always been very fatherly towards me. (Dedem her zaman bana karşı çok babacan davrandı.)
- He gave me a fatherly hug when I was feeling down. (Ben kendimi kötü hissettiğimde bana babacan bir sarılma verdi.)
- The teacher had a very fatherly approach to his students. (Öğretmen öğrencilerine çok babacan bir yaklaşıma sahipti.)
- He is always willing to offer fatherly advice to anyone who needs it. (Her zaman ihtiyacı olan herkese babacan tavsiyeler sunmaya hazırdır.)
- She had a very fatherly presence that made everyone feel safe and protected. (Herkesi güvende ve korunmuş hissettiren babacan bir varlığı vardı.)
- He took on a fatherly role in the lives of his nieces and nephews. (Kız kardeşlerinin ve erkek kardeşlerinin hayatlarında babacan bir rol üstlendi.)
- The actor played a fatherly character in the movie. (Aktör, filmin içinde babacan bir karakteri canlandırdı.)
- He gave his son some fatherly advice before sending him off to college. (Oğluna üniversiteye göndermeden önce bazı babacan tavsiyeler verdi.)
- The coach was always very fatherly towards his players. (Antrenör, oyuncularına her zaman babacan davrandı.)
- He had a fatherly look in his eyes when he saw his daughter in her wedding dress. (Kızını gelinlikle görünce gözlerinde babacan bir bakış vardı.)
- My uncle has a very fatherly way of talking to people. (Amcam, insanlarla konuşma şekliyle çok babacan bir havası var.)
- The mentor provided his protégé with some fatherly guidance. (Mentor, korumasına babacan bir rehberlik sağladı.)
- He gave his daughter a fatherly kiss on the forehead before she went to bed. (Kızına yatmadan önce alnından babacan bir öpücük verdi.)
- The fatherly advice he gave me has stayed with me all these years. (Bana verdiği babacan tavsiyeler bu yıllar boyunca benimle kaldı.)
- He took a fatherly interest in his son’s hobbies and passions. (Oğlunun hobileri ve tutkuları hakkında babacan bir ilgi gösterdi.)
- The fatherly pride he felt when his daughter graduated was overwhelming. (Kızının mezun olduğunda hissettiği babacan gurur eziciydi.)
- He offered his niece some fatherly support during a difficult time in her life. (Kız kardeşinin hayatında zor bir dönemde yeğenine babacan destek sağladı.)
- The priest had a very fatherly way of comforting his
parishioners during times of grief. (Rahip, üzüntülü zamanlarda cemaatine çok babacan bir şekilde teselli veriyordu.)
19. His fatherly instincts kicked in when he saw a child in danger. (Bir çocuğun tehlikede olduğunu gördüğünde babacan içgüdüleri devreye girdi.)
- The fatherly bond between the two was evident in their interactions. (İkisi arasındaki babacan bağ etkileşimlerinde belirgin bir şekilde görülüyordu.)
Hemen Yorum Yaz