Fatherly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fatherly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fatherly Nedir?

Fatherly, “baba gibi, baba gibi davranan, baba gibi hissettiren” anlamlarına gelen sıfat bir kelime olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. My grandfather has always been very fatherly towards me. (Dedem her zaman bana karşı çok babacan davrandı.)
  2. He gave me a fatherly hug when I was feeling down. (Ben kendimi kötü hissettiğimde bana babacan bir sarılma verdi.)
  3. The teacher had a very fatherly approach to his students. (Öğretmen öğrencilerine çok babacan bir yaklaşıma sahipti.)
  4. He is always willing to offer fatherly advice to anyone who needs it. (Her zaman ihtiyacı olan herkese babacan tavsiyeler sunmaya hazırdır.)
  5. She had a very fatherly presence that made everyone feel safe and protected. (Herkesi güvende ve korunmuş hissettiren babacan bir varlığı vardı.)
  6. He took on a fatherly role in the lives of his nieces and nephews. (Kız kardeşlerinin ve erkek kardeşlerinin hayatlarında babacan bir rol üstlendi.)
  7. The actor played a fatherly character in the movie. (Aktör, filmin içinde babacan bir karakteri canlandırdı.)
  8. He gave his son some fatherly advice before sending him off to college. (Oğluna üniversiteye göndermeden önce bazı babacan tavsiyeler verdi.)
  9. The coach was always very fatherly towards his players. (Antrenör, oyuncularına her zaman babacan davrandı.)
  10. He had a fatherly look in his eyes when he saw his daughter in her wedding dress. (Kızını gelinlikle görünce gözlerinde babacan bir bakış vardı.)
  11. My uncle has a very fatherly way of talking to people. (Amcam, insanlarla konuşma şekliyle çok babacan bir havası var.)
  12. The mentor provided his protégé with some fatherly guidance. (Mentor, korumasına babacan bir rehberlik sağladı.)
  13. He gave his daughter a fatherly kiss on the forehead before she went to bed. (Kızına yatmadan önce alnından babacan bir öpücük verdi.)
  14. The fatherly advice he gave me has stayed with me all these years. (Bana verdiği babacan tavsiyeler bu yıllar boyunca benimle kaldı.)
  15. He took a fatherly interest in his son’s hobbies and passions. (Oğlunun hobileri ve tutkuları hakkında babacan bir ilgi gösterdi.)
  16. The fatherly pride he felt when his daughter graduated was overwhelming. (Kızının mezun olduğunda hissettiği babacan gurur eziciydi.)
  17. He offered his niece some fatherly support during a difficult time in her life. (Kız kardeşinin hayatında zor bir dönemde yeğenine babacan destek sağladı.)
  18. The priest had a very fatherly way of comforting his

parishioners during times of grief. (Rahip, üzüntülü zamanlarda cemaatine çok babacan bir şekilde teselli veriyordu.)
19. His fatherly instincts kicked in when he saw a child in danger. (Bir çocuğun tehlikede olduğunu gördüğünde babacan içgüdüleri devreye girdi.)

  1. The fatherly bond between the two was evident in their interactions. (İkisi arasındaki babacan bağ etkileşimlerinde belirgin bir şekilde görülüyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.