Facilitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Facilitate ne demek?
Facilitate, bir şeyin gerçekleştirilmesine yardımcı olmak, kolaylaştırmak anlamına gelen bir fiildir.
- The new software will facilitate the process of data analysis.
(Türkçe: Yeni yazılım, veri analizi sürecini kolaylaştıracak.) - The teacher used visuals to facilitate understanding of the lesson.
(Türkçe: Öğretmen, derste anlayışı kolaylaştırmak için görseller kullandı.) - The government plans to facilitate international trade.
(Türkçe: Hükümet, uluslararası ticareti kolaylaştırmayı planlıyor.) - The company offers services that facilitate communication between businesses.
(Türkçe: Şirket, işletmeler arasındaki iletişimi kolaylaştıran hizmetler sunuyor.) - The new road will facilitate access to the airport.
(Türkçe: Yeni yol, havaalanına erişimi kolaylaştıracak.) - The organizers facilitated the conference by providing translators for non-English speakers.
(Türkçe: Organizatörler, İngilizce bilmeyenler için tercüman sağlayarak konferansı kolaylaştırdılar.) - The software company developed a program to facilitate file sharing.
(Türkçe: Yazılım şirketi, dosya paylaşımını kolaylaştırmak için bir program geliştirdi.) - The new policy will facilitate the process of obtaining visas.
(Türkçe: Yeni politika, vize alım sürecini kolaylaştıracak.) - The gym offers classes to facilitate weight loss.
(Türkçe: Spor salonu, kilo verme sürecini kolaylaştırmak için dersler sunuyor.) - The organization facilitated the fundraising event by providing a venue and promotion.
(Türkçe: Kuruluş, mekan ve tanıtım sağlayarak bağış toplama etkinliğini kolaylaştırdı.) - The new software will facilitate online shopping.
(Türkçe: Yeni yazılım, online alışverişi kolaylaştıracak.) - The museum offers guided tours to facilitate learning.
(Türkçe: Müze, öğrenmeyi kolaylaştırmak için rehberli turlar sunuyor.) - The organization facilitates mentorship programs for young professionals.
(Türkçe: Kuruluş, genç profesyoneller için mentorluk programlarını kolaylaştırıyor.) - The new system will facilitate online payments.
(Türkçe: Yeni sistem, online ödemeleri kolaylaştıracak.) - The teacher facilitated group work by assigning specific roles to each student.
(Türkçe: Öğretmen, her öğrenciye belirli görevler atayarak grup çalışmasını kolaylaştırd
- The government established a committee to facilitate the integration of refugees.
(Türkçe: Hükümet, mültecilerin entegrasyonunu kolaylaştırmak için bir komite kurdu.) - The new technology will facilitate remote work for employees.
(Türkçe: Yeni teknoloji, çalışanlar için uzaktan çalışmayı kolaylaştıracak.) - The organization facilitated a workshop on time management.
(Türkçe: Kuruluş, zaman yönetimi üzerine bir atölye çalışması düzenleyerek kolaylaştırdı.) - The company implemented a system to facilitate customer feedback.
(Türkçe: Şirket, müşteri geri bildirimlerini kolaylaştırmak için bir sistem uyguladı.) - The teacher facilitated a class discussion by encouraging participation from all students.
(Türkçe: Öğretmen, tüm öğrencilerin katılımını teşvik ederek sınıf tartışmasını kolaylaştırdı.)
Hemen Yorum Yaz