Abode İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abode İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abode

Abode, İngilizce bir kelime olup, “ev” veya “ikametgah” anlamına gelir.

  1. My abode is in the countryside. (Benim ikametgahım kırsal alanda.)
  2. The abode of the queen is a magnificent palace. (Kraliçenin ikametgahı muhteşem bir saraydır.)
  3. He invited me to his abode. (Beni evine davet etti.)
  4. Their abode was a small apartment in the city center. (Onların ikametgahı şehir merkezinde küçük bir apartmandı.)
  5. She has recently moved to a new abode. (O, yakın zamanda yeni bir eve taşındı.)
  6. His abode is a tiny cabin in the woods. (Onun ikametgahı ormanda küçük bir kulübedir.)
  7. We were welcomed into their abode with open arms. (Onların ikametgahına açık kollarla karşılandık.)
  8. The abodes of the wealthy are often luxurious mansions. (Zenginlerin ikametgahları genellikle lüks konaklardır.)
  9. The abode of the gods is said to be on Mount Olympus. (Tanrıların ikametgahının Olimpos Dağı’nda olduğu söylenir.)
  10. He was evicted from his abode for failing to pay the rent. (Kirasını ödeyemediği için ikametgahından çıkarıldı.)
  11. Their abode was a cozy cottage by the sea. (Onların ikametgahı deniz kenarında şirin bir kulübeydi.)
  12. Her abode was decorated with exquisite taste. (Onun ikametgahı özenli bir zevkle dekore edildi.)
  13. They found a suitable abode in the suburbs. (Onlar banliyöde uygun bir ev buldular.)
  14. The abode of the nomads is constantly on the move. (Göçebelerin ikametgahı sürekli hareket halindedir.)
  15. His abode was a modest apartment in the city. (Onun ikametgahı şehirde mütevazi bir apartmandı.)
  16. The abodes of the poor are often overcrowded and unsanitary. (Fakirlerin ikametgahları genellikle kalabalık ve hijyenden yoksundur.)
  17. They are searching for a new abode in a quieter neighborhood. (Onlar daha sakin bir mahallede yeni bir ikametgah arıyorlar.)
  18. The abode of the hermit was a small cave in the mountains. (Keşişin ikametgahı dağlarda küçük bir mağaraydı.)
  19. His abode was a grand mansion in the heart

of the city. (Onun ikametgahı şehrin kalbinde muhteşem bir konaktı.)
20. They had to evacuate their abode due to the flood. (Sel nedeniyle ikametgahlarını tahliye etmek zorunda kaldılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.