Eyeing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Göz İle İlgili Cümleler
Anlam: Göz, vücudumuzdaki önemli bir duyu organıdır. Işığın algılanması ve görüntülerin beyne iletilmesinde önemli bir rol oynar.
- My eyes are blue. (Gözlerim mavidir.)
- She has big brown eyes. (O, büyük kahverengi gözlere sahip.)
- I can see the beautiful sunset with my eyes. (Gözlerimle güzel günbatımını görebiliyorum.)
- He has to wear glasses to see properly. (Doğru görebilmek için gözlük takmak zorunda kalıyor.)
- She closed her eyes and fell asleep. (Gözlerini kapattı ve uyudu.)
- The doctor checked his eyes and prescribed new glasses. (Doktor, gözlerini kontrol etti ve yeni gözlük reçete etti.)
- The bright lights hurt my eyes. (Parlak ışıklar gözlerimi incitiyor.)
- He couldn’t believe his eyes when he saw the beautiful view. (Güzel manzarayı gördüğünde gözlerine inanamadı.)
- She had tears in her eyes when she heard the sad news. (Üzücü haberleri duyduğunda gözlerinde yaşlar vardı.)
- The baby’s eyes sparkled with joy. (Bebek gözleri sevinçle parlıyordu.)
- He rubbed his eyes when he woke up. (Uyandığında gözlerini ovuşturdu.)
- She put on eye shadow to enhance her eye color. (Göz rengini belirginleştirmek için göz farı sürdü.)
- He kept his eyes on the prize and never gave up. (Gözünü ödülde tuttu ve asla pes etmedi.)
- The doctor said she had an infection in her left eye. (Doktor sol gözünde enfeksiyon olduğunu söyledi.)
- She has a lazy eye, so she wears a patch to strengthen it. (Tembel gözü olduğu için onu güçlendirmek için yama takıyor.)
- The movie was so scary that I had to cover my eyes. (Film çok korkunçtu, gözlerimi kapamak zorunda kaldım.)
- He winked at her with his left eye. (Sanatçı, detaylara dikkat ederek güzel bir manzara resmetti.)
- She has a black eye from the fight. (Dövüşten siyah gözü oldu.)
- He has 20/20 vision, which means he can see perfectly without glasses. (20/20 görüşü var, yani gözlüksüz mükemmel görüşü var.)
Hemen Yorum Yaz