Whistle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Whistle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Whistle İle İlgili Cümleler

Whistle Türkçe anlamı: Islık çalmak, ıslık sesi çıkarmak

  1. I can whistle a tune. (Bir melodiyi ıslıklayabilirim.)
  2. She heard someone whistle in the dark alley. (Karanlık sokakta birinin ıslık çaldığını duydu.)
  3. He whistled at the beautiful woman passing by. (Geçen güzel kadına ıslık çaldı.)
  4. I can’t whistle very loudly. (Ben çok yüksek ıslık çalamam.)
  5. The referee blew his whistle to stop the game. (Hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.)
  6. The kettle whistled to signal that the water was boiling. (Su kaynamaya başladığında çaydanlık ıslık sesi çıkardı.)
  7. She gave a sharp whistle to get her dog’s attention. (Köpeğinin dikkatini çekmek için keskin bir ıslık çaldı.)
  8. He tried to whistle a happy tune to cheer himself up. (Kendini neşelendirmek için mutlu bir melodi ıslıklamaya çalıştı.)
  9. The bird perched on the tree branch and whistled a sweet song. (Kuş ağaç dalına kondu ve tatlı bir şarkı ıslıklandı.)
  10. He couldn’t whistle properly because he had a cold. (Soğuk algınlığı olduğu için düzgün ıslık çalamadı.)
  11. The coach whistled for the team to come over for a break. (Koç, takımın ara vermesi için ıslık çaldı.)
  12. The wind whistled through the trees on a stormy night. (Fırtınalı bir gecede rüzgar ağaçların arasından ıslık çaldı.)
  13. The boy whistled in amazement at the magician’s trick. (Çocuk, sihirbazın numarasına hayretle ıslık çaldı.)
  14. She couldn’t help but whistle along to the catchy song on the radio. (Radyodaki tutulan şarkıya ıslık çalmamak için kendini tutamadı.)
  15. The kettle whistled again, indicating that the water had evaporated. (Çaydanlık tekrar ıslık sesi çıkardı, suyun buharlaştığını göstererek.)
  16. He let out a loud whistle when he saw the incredible view from the top of the mountain. (Dağın tepesinden muhteşem manzarayı görünce yüksek sesle ıslık çaldı.)
  17. The boy’s whistle echoed through the empty park. (Çocuğun ıslığı boş parkta yankılandı.)
  18. The audience whistled in appreciation after the band’s performance. (Grupun performansından sonra seyirciler beğeni için ıslık çaldılar.)
  19. The tea kettle started to

whistle when the water reached boiling point. (Su kaynamaya başlayınca çaydanlık ıslık sesi çıkardı.)
20. She used a whistle to get the attention of the lifeguard at the pool. (Havuzdaki cankurtaranın dikkatini çekmek için ıslık kullandı.)


Türkçe Karşılıklar:

  • ıslık çalmak
  • karanlık sokakta birinin ıslık çaldığını duydu.
  • güzel kadına ıslık çaldı.
  • çok yüksek ıslık çalamam.
  • hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.
  • su kaynamaya başladığında çaydanlık ıslık sesi çıkardı.
  • köpeğinin dikkatini çekmek için keskin bir ıslık çaldı.
  • kendini neşelendirmek için mutlu bir melodi ıslıklamaya çalıştı.
  • kuş ağaç dalına kondu ve tatlı bir şarkı ıslıklandı.
  • soğuk algınlığı olduğu için düzgün ıslık çalamadı.
  • koç, takımın ara vermesi için ıslık çaldı.
  • fırtınalı bir gecede rüzgar ağaçların arasından ıslık çaldı.
  • çocuk, sihirbazın numarasına hayretle ıslık çaldı.
  • radyodaki tutulan şarkıya ıslık çalmamak için kendini tutamadı.
  • çaydanlık tekrar ıslık sesi çıkardı, suyun buharlaştığını göstererek.
  • dağın tepesinden muhteşem manzarayı görünce yüksek sesle ıslık çaldı.
  • çocuğun ıslığı boş parkta yankılandı.
  • grupun performansından sonra seyirciler beğeni için ıslık çaldılar.
  • su kaynamaya başlayınca çaydanlık ıslık sesi çıkardı.
  • havuzdaki cankurtaranın dikkatini çekmek için ıslık kullandı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.