Whistle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Whistle İle İlgili Cümleler
Whistle Türkçe anlamı: Islık çalmak, ıslık sesi çıkarmak
- I can whistle a tune. (Bir melodiyi ıslıklayabilirim.)
- She heard someone whistle in the dark alley. (Karanlık sokakta birinin ıslık çaldığını duydu.)
- He whistled at the beautiful woman passing by. (Geçen güzel kadına ıslık çaldı.)
- I can’t whistle very loudly. (Ben çok yüksek ıslık çalamam.)
- The referee blew his whistle to stop the game. (Hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.)
- The kettle whistled to signal that the water was boiling. (Su kaynamaya başladığında çaydanlık ıslık sesi çıkardı.)
- She gave a sharp whistle to get her dog’s attention. (Köpeğinin dikkatini çekmek için keskin bir ıslık çaldı.)
- He tried to whistle a happy tune to cheer himself up. (Kendini neşelendirmek için mutlu bir melodi ıslıklamaya çalıştı.)
- The bird perched on the tree branch and whistled a sweet song. (Kuş ağaç dalına kondu ve tatlı bir şarkı ıslıklandı.)
- He couldn’t whistle properly because he had a cold. (Soğuk algınlığı olduğu için düzgün ıslık çalamadı.)
- The coach whistled for the team to come over for a break. (Koç, takımın ara vermesi için ıslık çaldı.)
- The wind whistled through the trees on a stormy night. (Fırtınalı bir gecede rüzgar ağaçların arasından ıslık çaldı.)
- The boy whistled in amazement at the magician’s trick. (Çocuk, sihirbazın numarasına hayretle ıslık çaldı.)
- She couldn’t help but whistle along to the catchy song on the radio. (Radyodaki tutulan şarkıya ıslık çalmamak için kendini tutamadı.)
- The kettle whistled again, indicating that the water had evaporated. (Çaydanlık tekrar ıslık sesi çıkardı, suyun buharlaştığını göstererek.)
- He let out a loud whistle when he saw the incredible view from the top of the mountain. (Dağın tepesinden muhteşem manzarayı görünce yüksek sesle ıslık çaldı.)
- The boy’s whistle echoed through the empty park. (Çocuğun ıslığı boş parkta yankılandı.)
- The audience whistled in appreciation after the band’s performance. (Grupun performansından sonra seyirciler beğeni için ıslık çaldılar.)
- The tea kettle started to
whistle when the water reached boiling point. (Su kaynamaya başlayınca çaydanlık ıslık sesi çıkardı.)
20. She used a whistle to get the attention of the lifeguard at the pool. (Havuzdaki cankurtaranın dikkatini çekmek için ıslık kullandı.)
Türkçe Karşılıklar:
- ıslık çalmak
- karanlık sokakta birinin ıslık çaldığını duydu.
- güzel kadına ıslık çaldı.
- çok yüksek ıslık çalamam.
- hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.
- su kaynamaya başladığında çaydanlık ıslık sesi çıkardı.
- köpeğinin dikkatini çekmek için keskin bir ıslık çaldı.
- kendini neşelendirmek için mutlu bir melodi ıslıklamaya çalıştı.
- kuş ağaç dalına kondu ve tatlı bir şarkı ıslıklandı.
- soğuk algınlığı olduğu için düzgün ıslık çalamadı.
- koç, takımın ara vermesi için ıslık çaldı.
- fırtınalı bir gecede rüzgar ağaçların arasından ıslık çaldı.
- çocuk, sihirbazın numarasına hayretle ıslık çaldı.
- radyodaki tutulan şarkıya ıslık çalmamak için kendini tutamadı.
- çaydanlık tekrar ıslık sesi çıkardı, suyun buharlaştığını göstererek.
- dağın tepesinden muhteşem manzarayı görünce yüksek sesle ıslık çaldı.
- çocuğun ıslığı boş parkta yankılandı.
- grupun performansından sonra seyirciler beğeni için ıslık çaldılar.
- su kaynamaya başlayınca çaydanlık ıslık sesi çıkardı.
- havuzdaki cankurtaranın dikkatini çekmek için ıslık kullandı.
Hemen Yorum Yaz