Exacerbate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exacerbate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exacerbate (Kötüleştirmek)

Exacerbate, bir durumun daha kötü hale gelmesine veya daha acı verici hale gelmesine neden olan bir eylemdir.

Örnek cümleler:

  1. Her şeyi daha da kötüleştirmek istemiyorum. – I don’t want to exacerbate everything.
  2. Eski yaralarımızı yeniden açtı ve durumu daha da kötüleştirdi. – He reopened old wounds and exacerbated the situation.
  3. Stres, hastalığı daha da kötüleştirebilir. – Stress can exacerbate illness.
  4. Bazı ilaçlar semptomları daha da kötüleştirebilir. – Some medications can exacerbate symptoms.
  5. Yaraları kaşımak, iyileşme sürecini daha da kötüleştirebilir. – Scratching wounds can exacerbate the healing process.
  6. Bu sözler durumu daha da kötüleştirdi. – These words exacerbated the situation.
  7. Hava kirliliği astım semptomlarını kötüleştirebilir. – Air pollution can exacerbate asthma symptoms.
  8. Suçlamalar arasındaki gerilimleri daha da kötüleştirdi. – The accusations exacerbated tensions.
  9. Yanlış bir tedavi, hastalığı daha da kötüleştirebilir. – Incorrect treatment can exacerbate illness.
  10. Küçük bir sorunun büyümesine neden oldu ve durumu daha da kötüleştirdi. – He caused a small problem to escalate and exacerbate the situation.
  11. Alkol bağımlılığı, sağlık sorunlarını daha da kötüleştirebilir. – Alcohol addiction can exacerbate health issues.
  12. Ekonomik zorluklar, işsizlik oranını daha da kötüleştirebilir. – Economic difficulties can exacerbate the unemployment rate.
  13. Çatışma, insani krizi daha da kötüleştirdi. – The conflict exacerbated the humanitarian crisis.
  14. Yoğun çalışma saatleri, işçilerin sağlığını daha da kötüleştirebilir. – Long working hours can exacerbate workers’ health.
  15. Çevresel faktörler, çocukların öğrenme bozukluklarını daha da kötüleştirebilir. – Environmental factors can exacerbate children’s learning disabilities.
  16. Yetersiz beslenme, kronik hastalıkları daha da kötüleştirebilir. – Malnutrition can exacerbate chronic illnesses.
  17. Yangın, hava kirliliğini daha da kötüleştirdi. – The fire exacerbated air pollution.
  18. Ebeveynlerin boşanması, çocukların ruh sağlığını daha da kötüleştirebilir. – Parents’ divorce can exacerbate children’s mental health.
  19. Şiddet olayları, toplumsal gerginliği daha da kötüleştirebilir. – Acts of violence can exacerbate social tensions.
  20. İşsizlik, yoksulluğu daha da kötüleştirebilir. – Unemployment can exacerbate poverty.

More examples:

  1. Sigara içmek, astım semptomlarını daha da kötüleştirebilir. – Smoking can exacerbate asthma symptoms.
  2. Doğal afetler, ekonomik zorlukları daha da kötüleştirebilir. – Natural disasters can exacerbate economic difficulties.
  3. Aşırı sıcak hava, sağlık sorunlarını daha da kötüleştirebilir. – Excessive heat can exacerbate health issues.
  4. Yanlış bilgi, sorunu daha da kötüleştirebilir. – Misinformation can exacerbate the problem.
  5. İç çamaşırı seçimi, cilt problemlerini daha da kötüleştirebilir. – Choosing the wrong underwear can exacerbate skin issues.
  6. Sırt ağrısı, stresi daha da kötüleştirebilir. – Back pain can exacerbate stress.
  7. Su kirliliği, su kaynaklarını daha da kötüleştirebilir. – Water pollution can exacerbate water resources.
  8. Yoksulluk, suç oranını daha da kötüleştirebilir. – Poverty can exacerbate crime rates.
  9. Evde kalmanın zorlukları, ruh sağlığını daha da kötüleştirebilir. – Difficulties in staying at home can exacerbate mental health.
  10. Ebeveynlerin mücadelesi, çocukların zorluklarını daha da kötüleştirebilir. – Parents’ struggle can exacerbate children’s difficulties.
  11. Yoğun trafik, hava kirliliğini daha da kötüleştirebilir. – Heavy traffic can exacerbate air pollution.
  12. Uykusuzluk, stresi daha da kötüleştirebilir. – Insomnia can exacerbate stress.
  13. Aşırı egzersiz, yaralanmayı daha da kötüleştirebilir. – Excessive exercise can exacerbate injury.
  14. Yetersiz eğitim, yoksulluğu daha da kötüleştirebilir. – Inadequate education can exacerbate poverty.
  15. Uyuşturucu kullanımı, sağlık sorunlarını daha da kötüleştirebilir. – Drug use can exacerbate health issues.
  16. İşsizlik, evsizliği daha da kötüleştirebilir. – Unemployment can exacerbate homelessness.
  17. Pandemi, zihinsel sağlık sorunlarını daha da kötüleştirebilir. – The pandemic can exacerbate mental health issues.
  18. Şiddetli hava koşulları, trafik sıkışıklığını daha da kötüleştirebilir. – Severe weather conditions can exacerbate traffic congestion.
  19. Alerjiler, solunum problemlerini daha da kötüleştirebilir. – Allergies can exacerbate respiratory problems.
  20. Sosyal medya, kişilerarası ilişkileri daha da kötüleştirebilir. – Social media can exacerbate interpersonal relationships.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.